İyi ki Alex var Görüntüye bakın; maçtan önce çoğu Fenerbahçeli bile geçen sezon Avrupa'nın ilk 8'ine girmiş takımları için gönül rahatlığıyla "kazanır" diyemediği gibi G.Birliği'nin puan alabileceğini söylüyor. Haksız değiller çünkü büyük hedefleri olan F.Bahçe'nin kalesi iki Volkan'a emanet. Demirel olanı gerçekten "Volkan!" ama rakipler için değil, takımı adına patlıyor. Carlos desen miladı geçmiş, tarihi hatırlatan bir "lokomotif" gibi, kaç zamandır. Emre mi? Onun da duvarlarda asılı duran solgun fotoğraflardan farkı yok ne yazık ki. Yani son yıllarda çok yönlü olarak düşlere sığmayanı başarmış F.Bahçe'ye yakışanı sadece Lugano, Uğur, Maldonado, üvey evlatlar Önder ve Burak ile bir de gencecik Volkan yaptılar. Her maçta kendisini paralayan Güiza ile futbolun şairi Alex'in öneminden söz etmeme gerek yok. Zaten ilk iki golün oluşumunda onların imzasının oluşu da bunun kanıtıdır. Garip olan Aragones'in aylardır birlikte olduğu takımını genelde kapasitesinin altına düşmesine seyirci kalmasıdır. Sırf bu yüzden de körelmiş cevher gibi F.Bahçe. Zira kapasitesi bu değil F.Bahçe'nin. Şimdi skora bakıp haksızlık yaptığımı düşünenler olabilir. Ama unutmayın maçın önemli bölümünde sistemi olan G.Birliği bir kişi eksik oynadı. Bu da kaçınılmaz olarak ikinci sarı karttan veya direk kırmızıdan atılmaya namzet zihinsel ve fiziksel yorgunluğu bulunan Emre'yi rahatlattı. Bu da azımsanacak bir avantaj değil. Üzgünüm ancak Alex'i ve Güiza'yı şu takımdan çıkarırsak karşımızda bir hüsran fotoğrafı asılı kalır. Sakın Fenerbahçe'nin diğer futbolcularının değersiz olduğumu iddia ettiğim kanısına varılmasın. Ancak şu sistem ve mantalite F.Bahçe'nin dolayısıyla çoğu futbolcusunun kapasitesini aşağı çekiyor. Yani asıl sorun kenar yönetiminde. Umutsuz, güvensiz ve uyumsuz sarı-lacivertliler. Yenildiği rakiplere ve oynadığı futbola bakarsanız gerçeği görürsünüz.