Lafla olmuyor Çok kişi "Fenerbahçe'de yeri dolmayacak futbolcu yoktur" dese de kazın ayağı öyle değil. Alıp başını giden Aurelio bir yana, sakatlık ve mazeretlerinden ötürü oynamayan Edu, Semih ve Lugano'nun boşlukları bile dolmadı dün. Biliyorum hemen her rakip futbolcu çok özel bir motivasyonla Fenerbahçe maçlarına çıkıyor. Dolayısı ile eksiklikler önem kazanıyor. Maç ve tecrübe noksanı bulunan Can ve Yasin telaşlı, uyumsuz. Uğur dağınık. Kazım topsuz oyun ve defansif katkıda yetersiz. Hakem üçlüsü de Güiza'nın 31. dakikadaki ofsayt ile ilgisi olmayan pozisyonda olduğu gibi sık sık yorum yapınca işler sarpa sardı. Aziz beyin geçen seneye oranla "daha güçlü" gördüğü kadronun bu tip sorunların üstesinden gelmesi gerekirdi. Ama görüldüğü gibi gerçek ile Aziz beyin iddiaları örtüşmüyor. Zira kalitesi ve belli bir karakteri bulunan takımlar 1-0 öne geçtiği maçlarda kendisinden çok yönlü olarak takımlardan 2 gol yemezler, yememeliler. Fener oyun ve pozisyonlarda da üstünlük sağlayamıyor Fenerbahçe.
Buna hakları yok Düşündürücü olan "işe yaramaz" denilerek gönderilen Servet'e rağmen kadroda tutulan ve 25 yaşını bulmuş Can'ın katkısı ile rakibin 2 gol bulmasıdır. Gerçek şu; Dün dünya markası olmaya aday bir takım görüntüsü vermedi Fenerbahçe. Ama herhalde bu görüntüye Fenerbahçeliler kahrolurken, en çok sevinenlerin başında Kamil Abitoğlu geliyordu. Çünkü maç boyunca gösterdiği irade, tercih ve yorumlarla böyle bir görüntüye çanak tuttu. Eksikler, sakatlar olabilir. Ama böyle bir futbol oynamaya hakkı yok. Volkan'ın sarı kartı varken yaptığı hareket ve Porto maçını göz önünde tutarsak durumun iç açıcı olmadığını söylemek gerek. Demek ki lafla olmuyor!