Sportif direktör vakti Ermenistan ile oynadığımız 2010 Dünya Kupası grup eleme maçında sahaya çıkan 11'de yer alan Volkan, Gökhan Gönül, Emre ve Semih hangi kulübün oyuncuları? Tabii ki Fenerbahçe'nin. Galibiyette rol oynayan Kazım? O da Fenerbahçeli. Peki, o maçta ilk golümüzü atan Tuncay, takımın sigortası haline gelmiş Aurelio ve yırtıcı kuşları çağrıştıran Servet? Onlar da yönetimin anlamsız tavrı yüzünden takım değiştirmiş eski Fenerbahçeli futbolcular. Yani eğer Fenerbahçe yönetimi biraz dikkatli olabilse, şu anda A Milli Takımımızın formasını giyen tam 8 tane üst düzey futbolcu sarı-lacivertli formaya hizmet edeceklerdi. Aziz Bey ve arkadaşları kusura bakmasın ama bu üzücü bir durumdur. Demek ki istikrar her konuda hakim hale gelmemiş henüz. Oysa eğer Aziz Yıldırım sadece bir veya iki dönem başkanlık yapmış olsaydı, muhtemelen Fenerbahçe şu an ulaştığı düzeye ulaşamayacaktı. Bu da istikrarın başarı için ne kadar önemli bir gereklilik olduğunu gösteriyor.
Başarı var ama... Halbuki, nasıl ki bir ülkenin kalitesi ve düzeyi o ülke bireylerinin kalitesinden bağımsız olarak şekillenmiyorsa, bir takımın kalite ve düzeyi de futbolcuların kalitesinden azade olamıyor. Sayın Yıldırım tesisleşmedeki başarısını her alana taşımak istiyorsa, kadro konusunda da istikrarı kalıcı hale getirmek zorundadır. Şüphe yok ki dünya çapında o kadar yıldızı hâlâ oynayan veya ayrılan bu kadar değerli oyuncuya Fenerbahçe formasını giydirmek bir başarıdır. Bu başarının altında da Aziz Yıldırım yönetiminin imzası bulunmaktadır. Ancak bulmak ne kadar zor ise kaybetmek de bir o kadar kolaydır. Dolayısıyla yetenekli ve kaliteli insanın bulunması, istihdam edilmesi, en çok da ülkemizde bu denli zorken, sudan nedenlerle kaybedilmesi düşündürücüdür. Bu durum da en çok bu yönetime yakışmıyor. Kongrelere musallat olan gruplaşmanın bitmesi, bir zamanlar belli iş adamlarına el açan Fenerbahçe'nin bu çaresizlikten kurtulması çok önemli adımlardır. O halde her türlü olumsuzluğun sarı-lacivertli camiadan hepten göç edip gitmesinin zamanı gelmiştir. Şu ana kadar yapılanlar gelecek adına umutlandırıyor bizi. Bunun bir başka gerekliliği ve yolu da Fenerbahçe'nin artık bir sportif direktörle çalışmaya başlamasıdır. Gerçekten kurumsallaşma ve dünyada marka olma konusunda kararlıysa Aziz Bey ve arkadaşları, bu adımın zamanıdır.