Altın anahtar Bir futbolcu, yedek resim tablosunun içinden kaçarak, usta bir golcü kimliğine bürünüyorsa... Açılmaz denilen kapıları açıp, yenilginin kökünü kurutuyorsa... Onun ayaklarında altın anahtar var demektir. O sihrin sahibi Semih Şentürk'ü alkışlamak gerek. İzin verelim de yarattığı aynada kendini görsün. Leonardo da Vinci'nin yaptığı bir tabloya bakar gibi.
***
Konyaspor'un beraberliğe can atan tavrına uyum sağlamış bir Fenerbahçe izledik ilk yarıda. Takımda garip bir sükunet vardı. Buruşuk zemini, Fenerbahçe'yi içine çeken derin kuyu olarak değerlendirsem de, futbolcular arasındaki uyumsuzluk dikkat çekiciydi. Bilgiç ayaklarda, yolu kesilen karıncaların telaşı hissediliyordu. Tedirgin bir ilk yarı izledik.
***
Kezman'ın ilk yarıda topla buluşma sayısı, Fenerbahçe'nin ilk yarıdan beklentisinin de açık bir belgesiydi. Sadece Alex'in kendine soyunduğu dakikalarda Fenerbahçe'nin 2 tehlikeli pozisyonu var ki... O pozisyonlarda ayağı sürçen talihsizlikle, buruşuk zemin kardeşti.
***
İkinci yarıda Konyaspor'un fiyakalı bir cesareti vardı ve Ceyhun'un golü geldi. Bu golde Ceyhun'un vuruşundaki ustalık kadar, kaleci Serdar'ın talihsizliğinin etkisi büyüktü. Golden sonra Ceyhun'un oyunu yönlendirdiği dakikalarda, Fenerbahçe adına kasvetli bir manzara çıktı ortaya. "Bu Fenerbahçe'nin nesi var" dedim de, biri sesimi duymuş olmalı ki, "Ayaklar dillerini yutmuş" dedi.
***
Maçı hepimizden farklı izleyen Zico'nun, golden sonra taşlarla oynadığını ve dengeleri değiştirdiğini gördük. Sessiz duruşların büyük adamı Semih bir anda, başkaldırıyı körükledi. Semih'in golleriyle, Konyaspor'un cesaretini büyüyen bir korkuya dönüştürdüğünü gördük. Maçın bundan sonraki dakikalarında, sahanın tek hakimi vardı; Fenerbahçe... Orta alan miting meydanıydı. Uğur Boral ve Gökhan Gönül'ün körüklediği pozisyonlar farkın habercisiydi. Ve Kezman'ın golleri geldi. Kezman'ın ilk yarıdaki tutuklu haline karşılık, maçın sonucunu "bahar festivaline" döndüren gollerine bakınca, "Altın pas tutmaz" dedim. Fenerbahçe'nin Kezman'ı beslemekle, yalnızlığa terk etmek arasındaki tercihi, maçın sonucunu belirliyor zaten.
***
Gökhan Gönül'e yine parantez açmalıyım. Onda rakibine yılgınlık veren bir rüzgar uğultusu var. Bir saniye bile kaytarmayan bir aşkın ta kendisi var. Görünen o ki, Fenerbahçe'nin tarihinde bu gencin ismine özel bir yer var. Maldonado'nun anlık resitalinde, ruhundaki görkemle, ayağındaki sadeliğin buluşmasını görünce bağırdım. "Aranan kan bulunmuştur!"
***
Geceleri görünen yıldızlarına alıştık Fenerbahçe'nin... Ama gördük ki, yıldızlar gündüzleri de görünüyor. Konyaspor'a gelince... Onlar 1 puana tavdılar ama attıkları golle maçı kazandıklarını zannedecek kadar dermansız bir avdılar.