Rüya paraşütü Zico'nun ihtişamlı kulübesinde, sonucu değiştirmenin sihirli gücü vardı da... Sahanın ortasındaki harabenin, maçı kazanmak için yola çıktığına dair hiçbir belirti yoktu. Oysa her zaman forma giyme fırsatı bulamamak, gecenin en kışkırtıcı yanı olmalıydı diye düşünmüştüm. Ama baktım ki, birkaçı kendi halindeydi takımın, diğerleri ümitsiz vaka... Sonuç ortada... Elde beş benzemez varken, rest çekmenin bir bedeli olacaktı kuşkusuz.
***
"Dün geceki sonuç, kimin icadıdır?" derseniz. Adını siz söyleyin. Kemal'den 5 yıldır "orta saha oyuncusu" yaratamayanlar, Bursaspor maçında "kurtarıcı" yaratmaya çalıştı... Alex ve Uğur'u 55 dakika, Devid'i 70 dakika dinlendirmekle, çarşamba gecesine yatırım mı yapıldı? Kaybetmenin adı da aşktır ama Fenerbahçe taraftarı böyle bir sonucu hak etti mi?
***
Fenerbahçe, elinde olmayan nedenlerden ötürü kazanamadı. Elinde olanları kullanamadığı için kaybetti. Kendi ağına düştü, kendi mayınına bastı...
***
Maç boyu bütün direnme noktalarında gardı düşmüş bir takım vardı sahada. Forvet hattında ikili santrfordan, bir tek golcü çıkmazken, İlhan Parlak ilk 10 dakika içinde 2 net pozisyon yakaladı. Pozisyonlar ona baktı, o pozisyonlara. Birçok kişinin, "Kezman olsa atardı" dediğini duydum. Kulübedeki Kezman'a bakıp, "Bu Kezman, sezon başından beri yeterince dinlenmedi mi?" diye söylendim de, kimse duymadı.
***
Maçın sonunda hasar tespit çalışması yaptım. Fenerbahçe'de pozisyonlar gelişigüzeldi, dönüşler tehlikeli. İki gol de hazırlıksız dönüşün bedeliydi. Orta alan çaya batırılmış bisküvi ölüsüydü. Mehmet Aurelio'ya baktım, ihtiyaç halinde bile ortada yoktu. Ali Bilgin, ne topla vardı, ne topsuz oyunda. Kemal, başlamadan biten pozisyonların merkez üssüydü. Neredeyse tüm takım birbirini güç durumda bırakmayı seviyordu da, zincirin en zayıf halkaları Can Arat ve Yasin Çakmak'tı... Oysa Bursalı Egemen, rakip alanda defansın filtresiydi. Üzerine titriyordu pozisyonların. Maç boyu kaya gibi durdu.
***
Sinan Kaloğlu'na parantez açmalıyım. Pozisyon yaratma uzmanıydı. Galibiyetin elinden tutarken, Şükrü Saracoğlu'nda sevinci tüketen kederin biletini kesti.
***
Hakemin güvensiz duruşundan ziyade, Zico'nun yanlışlarının öne çıkarılması, Fenerbahçe'nin hayrına olur. Çünkü futbolun ruhunu zengin eden adamları "topyekun" kenarda tutmak, bir uçurumdan atlamak gibi bir şeydi... Paraşüt açılmazsa, çivi gibi çakılır insan... Dün gece o rüya paraşütü açılmadı... Kaybedilen 3 puanın, sezon sonunda kaç puan ettiğini hesaplayanlar için... Bahisler açıldı...