Renklerin şahı Şükrü Sarac-oğlu'nda "devleri devirmenin uzmanı" olarak eğitilen Fenerbahçeli askerler, dün gece Sevilla karşısında harika bir gösteri yaptı. Yenilen goller gecenin süsüdür ama atılan goller, görkemli bir apoleti devirmenin gerçek öyküsüdür.
* Takımına yürekten inanmış tribünlerde, maç boyu Cennet'in resmi vardı. "Sevilla'ya cehennem yakışır" dedim ve Kezman'ın harika kafa vuruşuyla gelen gol, o cehennemin anonsuydu. Oysa Fenerbahçe'yi tersleyen bir talih vardı dün gece... Kurulan baskı ve ikinci gol hayali derken, Edu ters bir vuruş yaptı. Gecenin balistik raporu: "Kaza kurşunu." Edu'nun yüzündeki ifadeyi gördükten sonra, insana diyecek söz kalmıyor. Çünkü söylenecek sözü, o pozisyonda kaleci Volkan'ın söylemesi gerekiyordu.
* Sevilla'nın ilk 10 dakikada Fenerbahçe'nin gözünü korkutmaya yönelik sahte bir baskısı vardı ama Fenerbahçe bu oyuna gelmedi. Alex ve Roberto Carlos gibi yıldızların mahcup delikanlı edasıyla, kendine kapanık olduğu gecede, yine de orta alanı kontrol altına aldık, gol attık, kaçırdık. Uğur Boral ve Gökhan Gönül kendine yakışan biçimde oynuyordu. Mehmet Aurelio takımın içindeki başkaldırıyı körükleyen köleydi Kezman'ın tahrip gücü yüksekti...
* Maçın ilk yarısında bizler için gereken tarifeyi Sevilla'ya uygulamak inanın ki zor değildi. Olması gereken goller kaçtı. Tartışılan bir penaltı pozisyonumuz ve rakip takıma gösterilmeyen sarı kartlar var. Maçın hakemi Alman'dı... Elinde benzin bidonu yoktu, kibriti yoktu ama, ağzındaki düdükle, "Sinsi bir kundakçıydı!" Abarttığımı düşünmeyin ama Fenerbahçe'nin "uzaktan düşmanıydı" Alman hakem... Sevilla'nın "yakından sevgilisi!"
* Özlemlerimizle, maçın gerçeklerinin buluşmamasına aldırmadan, ilk yarıdaki kaçan pozisyonları, ikinci yarıdaki gollerin teminatı saydım. İkinci yarıda Sevilla'nın ani çıkışları "çürük bir cesaretin" resmiydi de, onların orta alandaki kaşla göz arasında iş bitiren ustalarına da aldırış etmedim. Çünkü kalede Volkan güven vericiydi. Roberto Carlos ve Alex, kendine soyunmuştu, takımdaki kazanmak ruhu tümüyle hissediliyordu. Ve Lugano'nun altın kafası.... Ama ardından da beraberlik golü...
* Dün geceyi kutsal ve anlamlı kılan her şey Fenerbahçe'de mevcuttu. Sevilla'nın paha biçilmez adamlarını alt eden yürek zenginliğinin sırrı, emekti. Böyle bir hakeme ve talihsizliğe göğüs geren çelik yürekli adamlar için beklenen gol, Semih'ten geldi. Bu gol futbolun kazanma ruhuna ibadet eden takımlara, adaletin armağanıydı...
* Bu maçın anlamı büyüktü... Sevilla 2 sezondur UEFA'dan aldığı, baştan aşağı pekiyi dolu karnesini, maçtan önce Fenerbahçe'ye göstermişti... Ama Fenerbahçe dünyanın kaç bucak olduğunu, dün gece Sevilla'ya gösterdi. Renklerin şahı olduğunu cümle aleme gösterirken...
Servisi
