Cüneyt Çakır Fenerbahçe'yi kupadan eledi Gördüm ki, Fenerbahçe'ye kart göstermek, şirret bir aşiretmiş. Gördüm ki, Galatasaray'a tur armağan etmek için, hakemlik yapmak hiç zor değilmiş..
***
Dünkü maçı izledikten sonra, bu ülkede kardeşliğe kimse kefil olamaz. Ama dünkü Cüneyt Çakır'ı da izledikten sonra, bu hakemliğe yeni Federasyon Başkanı ve MHK Başkanı nasıl kefil olacak merak ediyorum. Cüneyt Çakır, Fenerbahçe'nin sırtında kör bir bıçak gibiydi.
***
Ali Sami Yen Stadı alev döşemeliydi de... Ateşlere basa basa yürüyen bir adam vardı. Gökhan Gönül... Takımın içinde başkaldırıyı körüklerken, turu tek başına sırtlamışken, önüne kara şortlu bir adam çıktı. Attığı golün bedelini ödetti ona... Dün gece Galatasaray kazanmadı, hakem kazandı. Bu utancı gurur sayan varsa, alsın müzesine koysun...Yanına da Cüneyt Çakır'ın resmini koysun...
***
Bazen bütün gerçekler ayrıntılarda gizlidir. Lugano'nun sakıncalı piyade muamelesi gördüğü bir maçın 15. dakikasına bakın. Uğur Boral'a arkadan faul yapan Lincoln'e gösterilmeyen sarı kartın hemen ardından Lugano'ya sarı kart. 26. dakikada Lincoln'ün boş çuval gibi kendini bıraktığı ve gözlük işareti yapan Lugano'ya gösterilen ikinci karta... Lincoln ilk yarının son dakikasında "sahte penaltıya yataklık ettiği" pozisyonda ikinci sarıdan kırmızıyı görmeliydi. Lugano'nun pandomim yapma hakkı elbette yasak. Peki ya Ümit Karan? Fenerbahçe'nin "kanlısı" gibi duran hakemle, Galatasaraylı futbolcular arasında "kan bağı" vardı sanki... Hadi bana adaletten bahsedin.
***
Futbolun neyini anlatayım! Fenerbahçe'nin, yenilmezliğin "yay" olduğu topraklardaki asabi başlangıcının, kendine çevrilmiş "ok" olduğunu mu? Hakan Şükür 2 dakika içinde aynı coğrafyada iki kez topla buluşma özgürlüğüne sahipken, Fenerbahçe defansının yok olduğunu mu?
***
Neyi anlatayım? Mehmet Topal'ın iyi oynadığını, Lincoln'ün ayaklarındaki yosunların bir kısmını temizlediğini, Alex'in önünde ikili setler örüldüğünü, Selçuk'un daha maçın başında çıktığı yokuşlardan inemeyeceğini gösterdiğini mi? İkinci yarıda rollerin değiştiğini ve 9 kişiyle turu hak etmenin sahadan başı dik çıkmaya yetmediğini mi?
***
Neyi anlatayım? Dünkü maçın "Fanatik İstanbul hatırası..." olduğunu mu? Ali Sami Yen'de oynanan maçlarda, ezeli rekabetin öznesinin yaralı, hakemliğin de ayaklar altında olduğunu mu? Kaleci Volkan'ın kendine ayıp ettiğini mi?
Hiç önemli değil... Kırlangıçlar için her fırtına, yeni bir başlangıçtır. Kanaryalar için de... Onlar yara sarmakta da ustadır. Sarı kartlar, kırmızı kartlar da büyüklüğün bahşişi olsun!