Carlos'un kadroda olma sürprizi şaşırtıyordu beni, Daum, Özer'i sola, onun önüne koyarak başlar iken. Sağda ilk yarı boyunca bir şut dışında varlığından bile haberdar olamıyordum Topuz'un, arkasındaki Gökhan gene iyi mücadele eder iken. Cristian ve Selçuk öne çıkmıyorlardı, Daum onları kenardan sessizce seyreder iken. Alex yine yalnız kalıyordu, Güiza ondan top gelir diye bekler iken. Yine de Fener pozisyon buluyordu, rakip topu ıskalar iken. Gökhan'ın ortasında golü kurnazlığı ve yer tutuşu sayesinde buluyordu Alex, Güiza'nın topuğu ile gol atmaya çalıştığı top tesadüfen önüne gelir iken. Ligde tam 7 haftadır ''göbekten yaptığı atakla golü olmayan' 'A.Gücü atıyordu GOLÜ, Fener'in göbeğinden topu getirerekten... Ayrıca, son 7 maçın ancak 2'sinde gol atabilen A.Gücü'nden gol yemenin rahatsızlığını da yaşıyordu Volkan, ''hadi be'' derken. Duran toplar da çare olamıyordu Fener'e, ben ''bu sezon 1 tane bile endirek serbest vuruştan gol atamadılar'' diye düşünür iken.
Özer ilk onbirde oynar 2. yarının başında Fener golü yiyordu, gol öncesi Bilica'ya yapılan faulü hakem görmez iken. Gollük atak ve ortalarını sadece Gökhan yapıyordu Fener'in, Topuz ve Carlos uyurken. Güiza'nın presi sayesinde kazanılan topta, ''ben artık ilk 11 adamıyım'' sinyalleri veren Özer'in nefis ara pasına, maçın yıldızı Alex'in bitirici koşusu ile gelen gol Fener'i canlandırıyordu, tam umutlar azalacak iken. Semih ile santrforları çiftliyordu Fener, ön liberolarını teke indirir iken. 2. yarının tamamını baskılı oynuyordu Fener, A.Gücü, biri direkten dönen top, diğeri şut dışında geriye yaslanır iken. Ligde attığı 84. kornerinde, 4. korner golünü buluyordu Fener, Güiza ile ikinci yarıda hak ettiği galibiyete ulaşır iken.Trabzon maçına sarı kartlı oyuncularından, Carlos dışında hiçbirini kaybetmeyerek gidiyordu Fener, son dakikada topu Özer'le çıkarırken. 3 puanın unutulan tadını hatırlamak oluyordu, mutluluğun adı, Saracoğlu sessiz iken...