Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım en büyük hayalini gerçekleştirmek için kolları sıvamış. Nedir bu hayal? Türkiye'de 20. şampiyonluğu ilk kucaklayan kulüp olmak mı? 1983'ten bu yana kazanılamayan Türkiye Kupası'nı kaldırmak mı? UEFA Şampiyonluğu mu? Ya da Şampiyonlar Ligi Şampiyonluğu mu? Nedir bu hayal? Cevap: Fenerbahçe Üniversitesi. Aziz Yıldırım, Fenerbahçe Üniversitesi'ni kurarak kurumsallaşacağını düşünüyor. Büyüyeceğini düşünüyor. Okul desteğinin Fenerbahçe'yi de tıpkı Galatasaray gibi köklü ve güçlü bir geleneğe sürükleyeceğini düşünüyor... Ama bu olaya bakış açışındaki ilginçliği de vurgulamak gerekiyor. Galatasaray kulübü, Galatasaray Lisesi'nin içinden çıktı. Eğitim kurumu, spor kulübünü yarattı. Köklü geleneklerin sebebi bu. Buna karşın Fenerbahçe, kulüpten eğitim kurumu doğurmaya çalışıyor. Bebek ters geliyor yani! Neticede en kötü hedef bile hedefsizlikten iyidir. Ayrıca; "doğrudan gelir kaynağı" olan vakıf üniversitesi modeline yönelmek de kağıt üzerinde doğru bir proje olabilir, kâr amaçlı hamle olduğu için... Benim takıldığım üniversite kurmak değil, üniversite için seçilen yer. Fenerbahçe'ye 1993'te 20 yıllığına kiralanan Kayışdağı'ndaki 50 dönümlük arazinin, "Spor alanı, park alanı ve yol" olarak kullanılması öngörülmüştü. Bu arazi, Sabah gazetesinin haberine göre, CHP'li üyelerin itirazına rağmen özel eğitim tesisi alanına çevrilmiş. Demem o ki, Türkiye'de hükümet olacağına bir büyük kulübe başkan ol daha iyi. Her dediğin yerine getiriliyor. Ataşehir'deki yeşil alan önce spor alanına, ardından salon ve alışveriş merkezine dönüştürülüyor Kayışdağı'ndaki spor alanı, paralı üniversite alanına dönüştürülüyor... Bence çekinmesinler, Büyükada'yı da istesinler, ne de olsa "Büyük" lük ortak paydası var... Hem, bu işi kınayanlara da 'Kınalıada'yı verirler belki!...