Maç öncesinde gözlerim Demirören'i aradı. Ama özel işleri nedeniyle Cezayir'e gittiğini öğrendiğimde kendisi adına üzüldüm. Halbuki Denizli maçında eşi ile ne güzel resimler vermişti... Tribünleri dolduran taraftarların sessiz protestosu ile başlayan maçın saha dizilişi beni şaşırttı. Nihat'ı orta sahanın sağında gördük. Milli futbolcu bu kez bize kendini göstermeyi başardı ve şeytanın bacağını kırdı. Hoş geldin Nihat! Maçın 8. dakikasında ortaya çıkan Nihat'ın gol sevinci görülmeye değerdi. Ancak ne var ki Beşiktaş golden sonra tam bir abluka altına alındı Kasımpaşa tarafından. Tipik bir Anadolu takımı gibi kapanan Kartal, uzun toplarla Nihat'ı buluşturup gol aramaya başladı. Neyse ki bu kez sahneye 8 milyon euro'luk Tabata çıktı. Beşiktaş'a, tribünlere, yazılarını yetiştirmeye çalışan gazetecilere rahat bir nefes aldırdı. 2. gol de ilk yarıda gelmeseydi Beşiktaş'ın durumu içler acısı olurdu.
Tepki-sevinç bir arada İki gol arasında oynanan 29 dakika boyunca maç, siyah beyazlı takımın yarı sahasında geçti. Bunda tabii ki Mustafa hocanın Yusuf'u sol çizgiye çekmesinin de katkısı büyüktü. Gelelim kongre rüzgarlarının estiği tribünlere. Biz Türk insanı olarak nedense tepki ve sevinci bir arada nasıl yaşayacağımızı bilmiyoruz. Taraftar, takımı golü attıktan hemen sonra, insanlara yeter dedirtecek "Yıldırım Demirören yeter " tezahüratını yaptı. Ne yaman bir çelişki değil mi? Başkanlarını istifaya davet ettiren saha sonuçları düzelmeye başladığı anda sahadaki futbolcuları düşünmeden maçtan, futboldan uzak tezahüratlar kimseye fayda sağlamaz. Toplumsal olaylara, Türkiye ve hatta dünya gündemine dem vuran tezahüratları ile kendi içinde gündemi olan Beşiktaş taraftarlarının dün geceki birlik beraberlik şarkılarını da unutmamalı. Bunu tebrik etmek lazım.