Geçtiğimiz gün Brezilyalı futbolcunun açıklamalarını okudum, "Ben kurtarıcı değilim" diyor. Bazı kesim bu açıklamayı, "Dünyanın parasını verdik, bu hâlâ ben kurtarıcı değilim diyor. Acaba yanlış transfer mi yapıldı?" soruları ile karşıladı. Güzel değil, çok güzel konuşmuş. Futbol bir takım oyunu, takım içinde veya dışında kalan herkesin katkı sağladığı bir oyun. Bu oyun içinde, geçmişte olduğu gibi kendisini takım üzerinde gören oyuncuların nasıl sorunlar çıkarttığını birçok kez gördük. Ben de bonservis ücretinin çok yüksek olduğunu söylüyorum, evet. Ama en azından bu yükü kaldıracağını bizlere gösteren bir açıklama yaptığı için Tabata'ya tebrikler.
Kantarın 'Topuz'u kaçtı Bütün bunların yanında Beşiktaş için yazılan "Tabata'ya dünyanın bonservisini verdiler" açıklamaları, F.Bahçe'nin Mehmet Topuz için verdiği rakamları bile unutturdu. Daha bir kez bile İnönü Stadı zeminine çıkmamış bir oyuncuyu, sadece verilen bonservis bedeli için eleştirmek bence cahillik. Bunun yanı sıra Fenerbahçe, Mehmet Topuz'a verdiği 9 milyon euro + Gökhan Emreciksin'in karşılığını, takımla kampa katılmış olmasına rağmen dört hafta içinde alabildi mi? Ya da bunu kimse sütunlarına taşıdı mı? Hayır... Bırakın Tabata sahneye çıksın, görelim, sonra eleştirimizi yaparız.
Peri masalı Avrupa Futbol Şampiyonası öncesi Fatih Terim Almanya kampında, "Biz Türk futbolunu hatırlatmaya gidiyoruz" demiş, turnuvaya veda ederken de "Futbolumuzu ezberlettik" demişti. Benzer bir slogan Peribacalarında geldi Terim'den. "Perimasalı'nı Güney Afrika'ya taşıyacağız" açıklaması inanılmazdı. Türk futbolunun marka değerinin tartışıldığı, daha doğrusu aşağı çekildiği bugünlerde Terim'in çabasını tebrik etmek gerekir. Grup maçları için çok konuşuldu. Milli Takım, Estonya, Bosna- Hersek ve Belçika maçlarının üçünden de galip gelecek bir kadro yapısına sahip. Geçmişi kenara bırakıp Terim ve öğrencilerine sonuna kadar destek verilmeli...