Serdar Bilgili gibi birinin neşter vurması gerekiyor. Ama bu neşter Türk oyunculara değil yabancılara vurulmalı. Kime mi? Tello'ya mesela... Bobo'ya da olur... Ama Bobo'ya ceza verirken, Bobo'yu geçtiğimiz sezonlarda Avrupa kulüplerine satmayan yöneticileri de cezalandırmalısınız. Bu kulübün tek sorunu disiplinsizlik. Takım içinde takım olmak. Maç sırasında yere düşürülen takım arkadaşını savunan kaç oyuncu görüyorsunuz. Sadece Ernst... Sonra takım oyuncusu olduğunu söylediğimizde de, takımı için mücadele ettiğini söylediğimizde de, usta kalemlerimiz bizleri eleştiriyor. Bu tribünler her yıl şampiyonluk beklemiyor. Sadece kaybederken, hakkı ile mücadele edip etmediğinize bakıyor... Gerçek Beşiktaşlılık duruşu (her geçen gün zarara uğratılan) bu değil mi zaten? Bizlere öğretilen, "iyi günde de kötü günde de takımının yanında ol" ama takımının! Ortada takım gibi dolaşanların değil.
Başkan ve etrafındakiler Kayserispor maçı sonrası teknik direktör Mustafa Denizli'nin yaptığı "benim istifam cebimde" açıklaması bile yöneticileri rahatsız etmedi. Herkesin şapkasını önüne alıp düşünmesi lazım. Yıllarca Türk futboluna hizmet etmiş, zekası birçok insana örnek gösterilmiş Mustafa Denizli bu açıklamayı neden yaptı. Üstelik kendisine hiç tepki gösterilmemiş Kayserispor maçı sonrasında. Bomba, sayın başkan Yıldırım Demirören'in ellerinde. Ama kendisini de eleştirmek çok yersiz. Çünkü etrafında kimse yok! Yalnızlığı kendi mi seçti bilinmez ama bir gerçek var, yönetim kurulu listesindeki isimlerin kulüpten çok bireysel düşünmesi. Bana kimse "bizim sözümüzü dinlemiyor" demesin. Koskoca holdingleri, devlet işletmelerini, şirketleri yönetin ama arkadaşınız olan başkana sözünüzü geçirtemeyin... Gelelim ne yapılacağına. Yazımın başında söylediğim gibi, neşter şart. Aksi taktirde takıma vereceğiniz psikolojik motivasyon size sadece CSKA Moskova galibiyetini getirir. Hiçbir şey olmamış gibi davranamazsınız. Bu davranışlarınız sizi kongreye götürür. Kongre öncesinde nihayet muhalefet gibi muhalefet yapanlar var. Ama bu çalışmalar bile kendi içinde paramparça olan yönetimin hareket kabiliyetini hızlandıramıyor. Yönetenlerin yönettiği bir takım olsun Beşiktaş, yönlendirenlerin yönettiği değil.