Mustafa Denizli'nin kadro tercihini eleştiren yazılar güne damgasını vuracak. Artık alışmak lazım. Denizli'nin kafasında sadece sekiz kişinin yeri garanti. Diğerleri maça ve rakibe göre değişken. Galatasaray ve Manchester United maçındaki kadrolardan farklı bir kadro ve sistem vardı dün sahada. İki maçtır orta sahada rakibin en önemli ismine yakın oynadığını gördüğümüz Ekrem bu kez savunmanın solunda oynadı. Bu adam tam bir joker. Nereye koysan oynuyor. Bir tek kalede denenmedi. Orada da iş yapar. İlk yarı boyunca Serdar, Toledo'nun kanadında oynadı. Hiçbirinde rakibini geçemedi. Tam Mustafa hocanın gözü önünde. Ama neden ise bir türlü Tello ile kanat değişikliğine gitmedi. Tabata sürekli savunmanın arkasına gizlendi. Kayserili futbolcuların arasında kayboldu. Sorumluluk alacak bir futbol oynamadı. Kötü oynamayayım dedi iyi de oynamak istemedi. Kendince idare etti. (!)
Kaş futbolu unutmuş İkinci yarıdaki en önemli şanssızlık sağ kanattan getirilen topların son olarak İbrahim Kaş ile buluşmasıydı. Genç futbolcu İspanya'da ve yeni sezon kampında yatmış ve futbolu unutmuş. Bünyamin Gezer saha içindeki gerilim tek sebebi. Başlama vuruşu ile birlikte her taç atışında, autta, faulde topu oyuna geç sokan Kayserispor'un futbolcularına ilk yarıda tek bir kart göstermediği gibi sadece iki dakika uzatma verdi. Kızgın yüz ifadesi ile sahada antipati toplayan Gezer'e bakalım kaç puan verilecek. Kayserispor'un golündeki Tabata'ya yapılan faulü es geçmenin faturası ödenmeli. Bir çift lafım da Kayserispor'a. İstanbul deplasmanından alacağınız puanların ne önemi var. Siz sahada futbol oynarsanız kazanırsınız. Zaman veya EMEK çalarak değil. Bu mantalite çok eskilerde kaldı. Bu anlayışla büyük takım olmayı hedefleyen Kafkas da asıl amacının ne olduğunu bizlere net olarak gösterdi. Hocam senin futbolcuların böyle oynamaya devam edersen sadece kendi şehrinde büyük olursun.