Tüm olasılıkların bittiği yerde ALEX başlar! Dün gece İnönü Stadı'nda klasik bir destanın ayak izleri vardı. Sarı-lacivertli futbolcuların birbirine tutundukları halay gösterisi... Ve Fenerbahçe'nin attığı 2 golün yanı sıra, kaçırdığı net 6 pozisyon vardı. Bir solukta söylenince, sıradan bir rakam gibi görünebilir ama... "1-2-3-4-5-6" diye sayarsanız. Meselenin özü anlaşılır
* Bence dün gecenin en çaresiz resmi, Alex'in köşe atışlarında sol ayağına kelepçe vurulmuş, futbol dışı sahnedir. Polislerin, Alex'in köşe atışını zorlaştıracak kadar yakın durmasına mı bakalım? Polisler olmasa, Alex'in de her türlü saldırıya yakın durmasına mı? Böylesine zarif bir adama saldırı içgüdüsüyle yaklaşanlar utansın!
* Maçın başında Maldonado ve Kazım gibi özellikleri gizli iki adamla, Beşiktaş'ın şaşkınlık yaşadığını gördüm. Fenerbahçe'nin oyunu istediği gibi kontrol etme gücünü... Beşiktaş'a baktım, 3 stoperle oynuyordu. Büyük bir olasılıkla beraberliğe oynuyordu.
* Fenerbahçe'in ilk yarıda iki kanadı da tıkır tıkır işledi ama sağ kanat bir harikaydı. İbrahim Üzülmez'i yerle bir eden Kazım çıktı sahneye. İlk yarıdaki Kazım'ın bir yanı çarşamba gecesi için Anelka'ya selam yolluyordu. Öte yanı Beşiktaş'ın sol kanadını felç ediyordu. Ve maçın başında Fenerbahçe'nin golü geldi. Beşiktaş'ın 3 stoperli defansının arasından kafayı uzatan Alex, "Ben Souza" dedi... "Alex de Souza..." Alex'in vuruşundaki ustalık, Beşiktaş defansındaki birbirine paralel yanlışları da ortaya çıkaran bir ustalıktı.
* Beşiktaş'ın hücum zenginliğine büründüğü dakikalarda bile, iki takım arasındaki kalite ve kaleci farkını gördük. Rüştü'nün kaledeki duruşuyla Volkan'ın duruşu arasındaki fark, Fenerbahçe'nin çalınan yıllarının da belgesi gibi duruyordu. Orta alanın kara elmas diyarı olmasının ilk sebebi Mehmet Aurelio'ydu... Maldonado'yu bu kadar yalın ama bu kadar yararlı olmanın başucu kitabı yapalım. Gökhan Gönül'ü da alkış yağmuruna tutalım.
* Dün gece Fenerbahçe'nin istediği zaman, futbolun güzelliklerini nasıl yansıttığını gördük. Nasıl klas olduğunu. Ama aşırı güvenden kaynaklanan anlık hataların neler getirdiğini de gördük.
* Buna karşılık dün gece içi doldurulmuş gibiydi Kartal'ın... Dışı kandırılmış. Onlar inanmadıkları bir davanın koşuşturması içindeydiler. İbrahim Üzülmez'in yerine Ali Tandoğan'ı sahaya sürmek, Uğur Boral'ın çıkmasıyla, Fenerbahçe'yi sol kanadından yaralamak, Beşiktaş'ın dün geceki tek doğru yanıydı. Attığı gol de böyle geldi. Ama golün başlangıcıyla bitişi arasındaki hüner, Fenerbahçe'nin kendine geç kalan hatasıyla kardeşti.
* Beraberlik golünden sonraki zaman diliminde, Beşiktaş'ın kabaran bir iştahı vardı ama... Bütün olasılıkların bittiği yerde Alex başlar. Dün gece Beşiktaş'ı bitiren Alex'ti... Hem attığı gollerle, hem zarafetiyle... İnönü Stadı'ndaki karanlık tünelde, Alex'in ışığını görmeyen kaldı mı acaba? Kaldıysa çok yazık!