Türkiye'nin batıya açılan kapısı. Türk futbolunun Avrupa'daki en büyük temsilcisi. Müzesinde bir Avrupa Kupası bulunduran tek Türk takımı. En çok Şampiyonlar Ligi maçı oynayan, en çok gol atan, en çok galip gelen... Say say bitmez. Siz ki Hagi'lerle Hakan'larla şarkılar söylemiş bir topluluksunuz. Siz böyle bir takımın taraftarısınız. Üç yüz bilmem kaçıncı derbi maçında alınan bir mağlubiyetin sizi germesine izin vermeyin. Ne ilk yenilgi, ne son yenilgi. Daha çok derbi oynanacak ve daha çok yenilip yeneceksiniz. O büyük 12. adamın sağduyulu çoğunluğunun, basketbol maçı da dahil dışarıya yansıyan şiddeti onaylamadığına inanmak istiyorum. Bugünkü maç ile ilgili bir şeyler yazmanın anlamı yok. Tribün sahiplerinin davranışları saha içindeki maçın önüne geçti. Siz o tribündekiler, üç beş kişinin taşkınlığına izin vermeyin. "Gerçekleri tarih yazar, tarihi de Galatasaray" diye efsane şarkıyı söylerken, o efsanenin en önce sizden başladığını bilmeniz lazım.
Çiçek tarlasına dönsün Büyük takımın taraftarı da büyük olur, olmalı. Takımını destekleyen, takımının oynadığı futbolu her anıyla yaşayan bir seyirci olmalı. Sarı-kırmızı renkler için utançla geçen bir haftanın ardından sizin tribünde sergileyeceğiniz tarz, ya kara bulutları çoğaltacak ya da örnek taraftarı olan örnek kulüp apoleti takacak. Türk tribünlerine fair-play gelecekse onu da siz getirmelisiniz. Her zaman önderliğinizi, ayrıcalığınızı, farklılığınızı ortaya koymalısınız. Bu hafta artık bir milat olmalı. Her gün haberlerde sarı-kırmızı ve tribün terörü yazan cümleler okumaktan ben bıktım, eminim siz de öyle. O zaman bu suyun akışını değiştirin. Tribün denince akla gelenleri değiştirin. Bir çiçek tarlasına dönüşün o koltuklar. Sevgi, spor ruhu, fair play fışkırsın sizden. Ben Galatasaray taraftarı deyince bunları hatırlamak istiyorum.