Fenerbahçe son derece kötü bir futbola rağmen altın değerinde üç puan kazandı. Bunu biraz da Daum'a rağmen başardı. Gökhan'ın yokluğunda oyuna Bekir'le başladı. Bu olabilir ama Bekir maç boyunca döküldü. İkinci yarıda değişiklik yapmak için son 15 dakikayı beklemesine hiç gerek yoktu. Mehmet Topuz, Kazım'ın yerine değil rahatlıkla Bekir'in yerine kullanılabilirdi. Aynı şekilde sol taraftan Santos yerine Carlos'un çıkması daha doğru bir tercih olabilirdi. Eski Daum, bu tip riskler alır ve oyunu rakip sahaya yıkıp sonuca ulaşırdı. Bunların hepsi bir yana 1-0'ı bulduktan sonra Emre'nin de yokluğunda Alex-Güiza-Semih üçlüsünü beraber oyunda tutup orta sahaya bir takviye düşünmemesi olacak iş değildi. Neyse ki son saniye gölü galibiyeti getirdi. Sonuçta 34 hafta boyunca hep iyi futbol oynamak mümkün değil. Kötü oynarken de galip gelmek son derece önemli. Fenerbahçe'de en hareketli isim Emre'ydi. Zaten Emre, takımın en kilit oyuncusu. Oyunun iki yönünü de oynayan belki de yegane isim. Ama bu kadar iyi oynarken bu tip gereksiz hareketlerle takımını 10 kişi bırakması da afedilir şey değil.
Çok doğru bir karar Tabii bunda geçen hafta Diyarbakır maçında hakemle girdiği diyaloğun kartla cezalandırılmamasının tüm yorumcular tarafından eleştirilmesinin de payı olabilir. Sakatlıktan yeni çıkmış olması Alex'in oyununu ciddi anlamda etkilemiş gözüktü. Gerek tribünlerdeki, gerek ekranları başındaki herkes Daum'un onu oyundan almasını beklerken Alman teknik direktörün ona güvenmesi ve oyunda tutması dün geceki en doğru karardı. Alex, en kötü oynadığı maçta bile iki golü de yarattı. Güiza da hem attığı gol hem de son goldeki pasıyla skoru değiştiren adam oldu. Sonuçta Fener kötü oynadığı bir maçı son senelerde rakiplerine daha sık olan bir şekilde son saniye golüyle kazanmasını bildi. Bu tip gollerin şampiyonlukları getirdiği bilinen bir gerçek.