İlk maçtaki skor avantajı üzerine daha maçın başında gelen gol de eklenince F.Bahçeli futbolcularda gözle görülür bir rehavet başladı. Bu rehavetin faturası da bir duran top bir de penaltı golüyle çabucak ödendi. Devre bitmeden kazanılan penaltı skora dengeyi getirdi. Daum'un; Selçuk, Uğur, Vederson gibi yedeklere yer vermesi doğru bir karardı. Yedek dediğimiz bu isimlerin geçen sezonun değişmez isimleri oldukları düşünülürse uzun zaman sonra yakalanan kadro zenginliğinden de bahsetmemiz lazım. Ama bu isimlerin verilen şansı iyi kullandıklarını söylemek mümkün değil. Uğur hep aynı Uğur. Kötü futbolcu mu? Hayır! Ama ilk 11'in değişmez ismi mi? O da hayır!
Gösterişe gerek yok Hep çizgiye çakılı, gole uzak bir görüntü çiziyor. Halbuki orada ondan önce ve sonra oynayan Tuncay ve Santos, onun aksine son derece gole yakın isimler. Selçuk, bire bir Cristian'ın alternatifi. Emre'nin yerinde faydalı olması mümkün değil. O yüzden dün geceki performansına kimse şaşırmamalı. Santos bu rotasyonda kendine Alex'in bölgesinde yer buldu. İki gol attı ama çok etkin değildi. Onun da arka arkaya her maç goller bulması bir kanat oyuncusu için son derece önemli bir özellik. Her ne kadar yeni transferlerden daha flaş olanı şu ana kadar Santos olarak gözükse de, Cristian bana kalırsa ondan daha da faydalı bir oyuncu. Netice itibariyle ondan gösterişli futbol beklemek mümkün değil. Ama gerek ilk topları basit ve olumlu kullanması gerekse pas hatası yapmaması ve mesala Selçuk'un sık sık girdiği karambollere girmemesi, oldukça önemli bir özelliği. Sonuç olarak Fenerbahçe turu ilk maçta geçmişti. Bu kadar rehavete kapılmasa, sonuç mutlaka daha farklı olurdu.