Üç büyüklerde şampiyonluk şansı sona erince, lige tamamen havlu atılması kaçınılmaz oluyor. Motivasyon eksikliğinin ve isteksizliğin açıklaması olabilir. Ama çıkıp da maçın birinci dakikası 'Yönetim istifa' diye bağırmanın hiçbir açıklaması olamaz. Bu takımın az da olsa hâlâ Şampiyonlar Ligi'ne gitme şansı bu karşılaşma öncesinde vardı. Taraftarın bu tutumunun bu yolda yürüyen takıma en ufak yararı olmadığı gibi zararı oluyor. Böyle Fenerbahçelilik olmaz. Eğer bu bağıranlar kendi rızalarıyla bağırıyorlarsa o protestolarını en azından maç sonrasına saklasınlar. Yok eğer bunları bağırtan birileri varsa o isimler de adaylarını açıklayıp, kavgalarını genel kurulda versinler. Tribünlerde değil.
Kimse şaşırmamalı Tribünlerin oyuncu yuhalama seçimleri de bir garip. Sezon başından bu yana takımın en özverili isimlerinden biri Selçuk. Ama en büyük tepki ona yapılıyor. Sonuç olarak Fenerbahçe için artık tek maç var, o da 13 Mayıs'taki Fortis Türkiye Kupası finali. Bu takım kalan lig maçında 5 mağlubiyet bile alsa kimse şaşırmasın. 6 sezon evvel Daum'un devraldığı gibi kadro anlamında bir enkaz yok. Doğru takviyelerle bu kadro yeniden toparlanabilir. Yeter ki bir anda sil baştan yapma çılgınlığına gidilmesin. Alex, Lugano, Gökhan Gönül, Semih, Emre, Carlos ve Volkan gibi çok kaliteli oyunculara sahip bir kadro hâlâ mevcut.