Bu 90 dakikanın bitiş düdüğü, Fenerbahçe adına şampiyonluk hayalinin sona erdiğinin de bir kanıtı oldu. Sarı- lacivertli takımı anlamak mümkün değil. İki tane çok iyi Sivasspor maçı oynadı, arkasından 10 kişi kalmasına rağmen kazandığı zorlu Kayseri deplasmanı ve sonrasında kendi sahasında ligin zayıf takımı Kocaelispor'a karşı bir gol avansla başladığı maçta şampiyonluğu bırakması. Düşünün ki Fenerbahçe bu maçı kazansa gol fazlalığıyla liderliğe yükselecek ve hem takım hem de taraftar keyifle rakiplerinin birbirleriyle oyanacağı maçları bekleyecek. Ama sahaya bakarsanız taraftarlarına ecel terleri döktürecek görüntüde bir Fenerbahçe var. Kazım'ın haftalar sonra forma bulmasına rağmen, tamamen umursamaz tavırları, yine sakatlıktan yeni çıkan bu takımın bir parçası olduğu tartışılacak Josico'nun oyuna girmesi... Emre ve Deivid gibi orta sahanın iki önemli isminin eksikliği...
İş işten geçmiş olacak Bunların hepsi tamam ama ne olursa olsun, hangi kadroyla sahaya çıkılırsa çıkılsın, artık şu kalan maçları bir ölüm kalım maçı gibi görmemek asıl sıkıntı. Aragones'te suç bulmak en kolay yol. Ama geçtiğimiz iki Sivas maçında da aynı hocanın takımın başında olduğunu unutmamak lazım. Herhalde Aragones, futbolculara "Bu maç önemli değil. Alsanız da olur, almasanız da" demiyor. Sonuç olarak, Fenerbahçeli futbolcuların birkaç senedir hep maç seçtkikleri konuşuluyor. Bunda doğruluk payı olabilir. Fakat zorlu bir Sevilla maçı sonrası veya sezon başı bu tür maçlar anlaşılabilir. Ama artık şampiyonluğun belirlendiği bu haftalarda bu konsantrasyon eksikliğinin hiçbir özürü olamaz. Şimdi, derbi deplasmanlarında mutlaka daha istekli bir sarı-lacivertli takım izleyeceğiz. Ama iş işten çoktan geçmiş olacak.