G.Saray-Beşiktaş oynuyor. Hakemin gösterdiği komik bir kartla Beşiktaş 10 kişi kalıyor ve sonucunda ağır bir yenilgi alıyor. Maçın sonunda sinirleri son derece gerilmiş olan Beşiktaş başkanının uzatılan mikrofonlar karşısında aklına ilk gelen takım ise hâlâ F.Bahçe oluyor. Yıldırım Demirören aklını F.Bahçe ile bozmuş olabilir, zaman zaman G.Saray camiası ile tek yürek olup pankartlar yaptırmış olabilir, kritik derbiler öncesi Adnan Polat ile buluşup bir takım şeyler konuşuyor olabilir, bunların hepsi tamam. Ama iki takım şampiyonluğa oynarken, aralarındaki kritik bir maç sonrası, ciddi biçimde de canı yanmışken, hâlâ çıkıp "F.Bahçe maçındaki hakem hatası" diyorsa, bu takıntının artık akıl almaz seviyelere geldiğini ve bundan en zararlı çıkan takımın da kendileri olduğunu anlayabilmesi gerekir. Aynı Beşiktaş başkanı, Kadıköy'de F.Bahçe'ye kaybettikleri hafta oynanan G.Saray- Hacettepe maçında yapılan fahiş hakem hataları sonrası nerdeydi?
Tek zarar gören kendileri F.Bahçe, hem Beşiktaş hem G.Saray'ın kendileri için en büyük rakip gördükleri kulüp olabilir. Nasıl Bayern Münih Almanya'nın, Real Madrid İspanya'nın, Manchester United İngiltere'nin en sevilmeyen takımları oluyorlarsa, F.Bahçe de Türkiye'nin olabilir. Ama dünyanın hiçbir yerinde, hiçbir ezeli rakip bir başka rakipleri için bu kadar kendi rekabetlerini unutacak kadar düşmezler. Maç sonu Arda'nın TV mikrofonlarına verdiği demeç de Demirören'in bir başka versiyonu. Arda, "Beşiktaş'ı ve seyircisini kutluyorum, keşke her rakip böyle olsa" cümlesinde aklı sıra F.Bahçe'ye mesaj gönderiyor. İnsan ister istemez 'bu derbide taraflardan biri F.Bahçe'ydi de haberimiz mi yoktu' diye düşünmeden edemiyor. İki kulubün bu kadar dost olabilmesinin ve bu dostluklarının ortak paydasının F.Bahçe nefreti olmasının F.Bahçe açısından bir sakıncası yok. Ama Beşiktaş yönetimi şunu çok geç olmadan anlamalı ki bu birliktelikten tek zararlı çıkan kendileri oluyor. Sonunda G.Saray istediğini (son maçta olduğu gibi) alıyor. Üç senedir Sami Yen'de iki Cüneyt Çakır, bir Selçuk Dereli atamaları, verilen-verilmeyen kart ve penaltılarla sonucu tayin ediyor. Demirören ise hâlâ F.Bahçe'den bahsediyor.