Kaç gündür bir "korku salmadır" gidiyordu. Yok Hamburg şöyleymiş, yok böyleymiş, Meira satılır mıymış? Bülent Korkmaz'ın istifasını isteyen Hıncal Uluç'tan tutun da bulunmaz hint kumaşı Meira'nın satışını skandal olarak yorumlayan Rıdvan Dilmen'e kadar tüm 'kötümserler korosuna' cevabı deplasmanda oynaması gerektiği gibi oynayarak Galatasaray futbol takımı verdi. Bırakın artık bu kompleksi. Kendi içimizde ne kadar kapışırsak kapışalım, 'büyük bir ülkeyiz ve büyük bir futboluz.' Tamam aculluklarımız var, tamam kendimize özgü alaturkalıklarımız var ama biz zaten böyle değerliyiz. Hakan Balta, 'Portekiz sırığının' yokluğunu aratmak bir yana, süper oynayarak bir haftadır 'yatıp kalkıp Bülent Korkmaz'a çakma' çabasındaki spor medyasına gereken dersi verdi.
Hamburg'u eleriz Bülent'e "Korkak" diyebilmek için 'psikolojik sıkıntı' yaşamak lazım. Artık Hıncal Uluç kesinlikle "normal olmadığını" o yaklaşımıyla gösterdi. Korkmaz, soyadı gibi olduğunu futbol hayatında kaç kez göstermiştir sayamam bile. Tıpkı teknik direktörlükte yaptığı gibi... Bu kadar zor bir zamanda görev kabul etmek her babayiğidin harcı değil. O yüzden 'kaldırın kalemleri', Galatasaray yazmayın ya da yorumlamayın. O kalemlerinizi 'yutturur', 'kırdırır', 'yedirir' adama... Kontratak takımı denen Hamburg'a kendi silahıyla atılan "Ayhan patentli gol" tam derslikti. Emre'nin kırmızı kartla atılması sonrası yaşanan kısa dönemli panik dönemi hariç maçın her anında gerekeni yaptık. "Kewell'ın stoper oynadığı" bir takımın hem de 40 dakika eksik kalmasına rağmen ortaya koyduğu mücadele gerçekten her türlü övgüye layık. Ali Sami Yen'de bu Hamburg'u "Evire çevire" yener ve eleriz...