Yıllardır Fenerbahçe'nin yaşadığı Alex sendromu hastalığına Galatasaray da tutuldu. Hastalığın kaynağı Brezilya, adı da Lincoln... Oynadığı zaman skoru etkileyen, takımını da oynatan ehli-keyf oyuncusu... Zor deplasmanlara gitmeyen, sık sık sakatlanan, izinlerinden geç dönen, sorunlu antiprofesyonel. Ancak, bu yıl takımın mevcut şartlar içinde ona büyük ihtiyacı var. Lincoln'süz hem G.Saray organize olmakta zorlanıyor hem de gol makinesi Baros duruyor. İyi oynadığında hepimizi mest eden ancak çok da problem çıkaran Lincoln, acilen geri döndürülmeli... Geçen yılı yatarak geçiren Lincoln, Hakan Şükür ve Hasan Şaş'ın sazı ele almasıyla gelen şampiyonluğun gölgesinde sıyrıldı. Ama bu sezon bu iki büyük lider oyuncu sahada yok. Üstelik Kalli ve Cevat Güler gibi en azından yaşıyla otorite olan hocalar da yok.
Ya onunla ya da onsuz... Ne yazık ki Skibbe'nin bu sorunlu oyuncuları idare etmesinin ne kadar zor olduğu geride kalan periyotta görüldü. Ancak dediğim gibi Galatasaray bu sezon potada kalmak, şampiyonluk şansını sürdürmek istiyorsa Lincoln'den eksiksiz yararlanmanın yollarını aramalıdır. Baros gibi sürekli gezen ve pozisyon arayan bir forvete servis yapabilecek tek kişinin Lincoln olduğu gerçeği Antalya maçında bir kez daha belgelendi. Ama kalıcı çözüm önümüzdeki sezon Lincoln'süz düzenin oluşturulmasıdır. Bu fakir ülkenin paralarını alıp hakkını vermeyen, takımını sürekli yalnız bırakma potansiyelindeki Lincoln'e bel bağlanmamalıdır. Bu tür oyuncular bomba gibiler. Elinizde de patlayabilir rakibinize de... Rakibinizde patlamaları için de onları sevk ve idare etme kabiliyetinde hocalar bulmak gerek. Yani futbol denge oyunudur... Ya Lincoln'ü idare edebilecek hoca ya da Lincoln'süz bir takım...