Galatasaray, Avrupa'da bir başka oynuyor. En umulmadık anlarda, en beklenmedik sahneyi rahatlıkla sergiliyor. Eksiklerine, formsuzlarına ve pek çok dezavantajına rağmen bu böyle. Stattaki gurbetçilerin maç boyunca ateşli destekleri 2000 ruhuna özlemlerin en güzel dile getiriliş biçimiydi. Hafta sonu Antalya karşısında alınan yenilgiden çok ortaya konan futbol aslında bu maç için beklentilerimizi epey aşağı çekmişti. Bordeaux, Fransa Ligi'nin en formda ve golcü takımı. Son maçında beklenmedik bir skorla sahadan ayrıldılar ancak Bordeaux eşleşmelerindeki Fransız ekibi lehine istatistiki üstünlük de cabası. Bu şartlar altında herkesin kafasındaki en önemli iki soru, Kewell'ın performansı ve üçlü defansa dönüşün dezavantajlarıydı.
Sami Yen'de noktalar! Nitekim ilk on beş dakika bariz bir ev sahibi üstünlüğü bu eksikliklerin sahaya yansıdığını gösterdi. İlk çeyreği direkten dönen bir top dışında De Santcis'in başarılı performansı ile hasarsız atlatan Cimbom, saha içi uyumsuzluğunu azaltarak oyunu dengeledi. Akıllı hücumlar ve yüksek presle önemli pozisyonlar da üretti. Bordeaux'nun sert futboluna aynı derecede karşılık veren sarı-kırmızlı oyuncular devre arası soyunma odasına özgüvenlerini kazanmış, maçı alma ihtimalleri ve ümitleri yüksek gittiler. Baros'un oyundan çıkışı hücum gücünde ciddi bir düşüş sağladı. Bordeaux tam risk almışken arkadaki boşlukları değerlendirecek oyuncu Baros'tu. Eğer sakatlık yoksa yine bir Skibbe yapımı nurtopu gibi hata ile devam edildi. Kewell- Sabri değişikliği takım direncini artırdı. Üstelik o Sabri neredeyse takımın hücumunu taşıyan tek adam olarak kalan süreye damgasını vurdu. Gamlı gidip şen döndüğümüz bir maç oldu. Florya aslanları bu kez Bordeaux sendromunu yenecekler. Eğer futbolun kahreden sürprizleri olmazsa haftaya Ali Sami Yen'de, Saracoğlu yolculuğu için kısa mesafe bileti alınacaktır.