Ankara'da 2 puan kaybettiğini yok sayıp, kazandığı 1 puanı avantaj sayan Aragones için Türkiye bir cennet olabilir. Çıktığı 7 deplasmandan sadece Kocaeli karşısında 3 puan kazanan bir takımın, deplasman cehennemleri ikinci yarıda. Birileri bunu Aragones'e hatırlatmalı... Fenerbahçe yendiği ezeli rakiplerinin, hâlâ puan olarak gerisinde kalıyorsa... Ve kalacaksa... Kazanmış sayılmaz!
***
Fenerbahçe'de uzun paslar, kuyuya atılmış bir taşın yankısını beklemek gibi. Dünyanın en ucuz sistemi de bu! Kendi yaratıcılığından kaçıp, rakibin hata yapmasına yönelik bir çıkış yolu. Üstelik kral diye bel bağlanan adamla, bu işin olmayacağı apaçık ortadayken. Güiza, "Prematüre kral!" 27 milyon euro'luk bir maliyet ve yükselen euro'ya karşılık, her hafta değerini yitiren bir kral. Bir kral, öncelikle kaybettiği adını kazanmak için vermeli kavgasını. Taraftarın gözünü boyamak için değil.
***
Bugün Porto maçı var... En ölü zamanlarda ihtilal doğurmak krallığın da, büyüklüğün de şanındandır. İyimser gözle bakarsak, Fenerbahçe bu maçı kazanır. Kötümser gözle bakarsak, Fenerbahçe yenilmez. Felaket senaryosunu da, yazarsa futbolcular yazar.
***
Diğer büyüklerin tek gol atamadığı bir haftada, puan çuvalını Beşiktaş doldurdu. Beşiktaş'ın Fenerbahçe maçı öncesi kazandıkları, derbinin kaybedilme ihtimalinde bile kayıp sayılmayacak kadar bereketli bir kazanç. Tello'nun sol ayağı fosforluydu bu hafta. Galatasaray, deplasmanlarda puan kaybetmenin istiap haddini doldurdu. Skibbe'nin saha kenarındaki kederli duruşuyla, Galatasaray'ın tükenmiş hali arasındaki yakın ilişki, sezon başından beri yöneticilerin dikkatini çekiyor ama... Yöneticiler bir teknik adamı transfer ederken gösterdiği çabukluğu, kendi günahlarını temizlemek için göstermiyorlar.
***
Trabzonspor, futbol oynamadan kazandığı maçlara karşılık, iyi oynadığı Sivasspor maçında 2 puan bıraktı. Bu kayıpta, Sivaslı Bilica ve Petkoviç'in gösterdiği direnişi alkışlayalım. Ama Selçuk Dereli'nin karşı duruşunu da inkar etmeyelim.
***
Oysa hakemlerin diri kalmadığı bir ülkede adalet ölüdür. Trabzon'un bariz penaltısı verilmedi. Merak ettim, Selçuk Dereli hakemlik mi yapıyor? Yoksa, Trabzon'la diğer büyüklerin arasındaki farkın açılmamasından sorumlu bakanlık mı? Galatasaray'ın penaltısı verilmedi. Geçen sezon verilen haksız penaltılar mı ödeştiriliyor? Beşiktaş'ın golü sayılmadı? Nasılsa atar diye mi? Cevaplar, sorulardan utandığı için, hakemlik başını eğmekle meseleyi halledecek mi? Yoksa futbolun siyaseti her yana mayın döşedi de, bunları bizlere hata diye yutturmaya mı çalışıyorlar?
***
Benim anlamadığım, sezon başından beri sorunsuz tek maç yönetmemiş olan Bünyamin Gezer'in, Fenerbahçe- Beşiktaş maçının hakemi olarak, pazar gününden ilan edilmesi. Heybetli Bünyamin Gezer'e bu ödül yetmez. Ayrıca yeni bir telefon alsınlar da... Yöneticilerden, ya da başkanlardan biri aramasın. Yoksa yandı hakemlik! Ara ki, yeni bir hakem bulasın!
***
Dünyanın her yerinde, hakemlik "tanrının en hayırlı evladı" bilinirdi. Futbolun ruhunu incitmeden önce...