Zor kazanıp, kolay kaybetmeye alışmış takım, dün yine Ankara'da sahne aldı. Sezon başından beri gerçeklerden kaçanlar, yakalandıkları bir oyunun içinde kalırken, iki haftadır rötuşlanan mutlu aile fotoğrafının da ucu yandı.
***
Futbolun siyasetine kurban edilen hakemliğin de sınaması vardı dün... Fırat Aydınus, maçtan önce yazılanları seslendirdi. Dublajı da yakışıklı değildi... Düdüğü de...
***
Teknik olarak bakarsanız, Fenerbahçe'nin bu maç için üretilmiş bir tasarımı ve gol düşüncesini harekete geçirecek planlı, programlı bir hazırlığı yoktu. Rakibini panik yapmaya zorlayan baskısını da ilk 5 dakika içinde görebildik zaten. Bunun adını "sahte görkem!" koydum. Ankaragücü'nün karşı saldırılarındaki açılımı, Fenerbahçe'den çok daha etkiliydi. Mücadeleye yürek koyma biçimi de...
***
İki takımı teraziye koyduğunuz zaman, maçın ilk yarıda bitmesi gerekir diye düşünüyorsunuz. Carlos'un yokluğunu da ilave edersek, Fenerbahçe'nin bu sezon ideal kadrosu vardı sahada. Ama bazılarının sadece isimleri vardı. Vederson, sonsuz bir cömertlik içinde buyurgandı. Orta alan topa hakim olmakla, pozisyon üretmek arasında sıkışıp kaldı. Josico'ya bakınca, "Gündüz gözüyle, Ankara'da hayalet geziyor" dedim. Emre geçen haftaki dirençli görüntüsünü, bir haftada nasıl oldu da kaybetti, sırrını merak ettim. Ve diğerleri... Görseniz de inanmak istemezsiniz ya, o biçim resimler... Yokluğunda kazanılmış maçlara bakıp da, varlığını sorgulayanlar için, dünkü Alex kötü bir delildi. Kaleci Volkan'ın kendinden emin çıkışlarının dışında, başkalarının görmediklerini görüp, kavgaya soyunacak birilerini aradım da, bulamadım.
***
Hey gidinin trilyonluk kralı... Güiza, ayaklarını beyniyle zincirlemiş. Kilidini de denize atmış sanki... Açılan kapıların bile dışında kaldı. Bu adamın golcü olduğuna, önce kendisini inandırması gerekiyor.
***
Futbol emektir, mücadeledir. Gerçeğin fiyakası, her zaman düşlerin fiyakasını da bozar. Büyüklüğün cakasını da.. Vermediğiniz şeyleri alamazsınız. Almak için ruhunuzu vereceksiniz. İki maç kazanıldı diye, galibiyetin kendilerine koşa koşa geleceğini sananlar, neler kaybettiklerini anlayamaz. Üstelik, "İki puan kaybettik ama 1 puan kazandık" diyen Aragones'le... Dün gecenin en önemli sanıklarından biriydi Aragones...
***
Ankaragücü'ne gelince..... Çelimsiz sandığınız çimenlerin bir kükreyişi vardır ya, dünkü Ankaragücü oydu... Bütün futbolcular, aynı forma içinde tek yürektiler. Bu değişimin sırrı, teknik direktör Ünal Karaman... Usta bir kaptan, denizde de yürütür gemisini, karada da. Nefret denizine dönüştürülen Ankara'da da... Çünkü gördük ki tribünlerdeki paralı askerler, rakip futbolcular kadar Ankaragücü'nün karşısındaydı.