Elano, çok bilinmeyenli bir denklem sanki. Galatasaray'da hâlâ, "Neden geldim İstanbul'a" şarkısını çalıyor. Yedek kulübesinde, maç sırasında uykuya filan dalıyor.. Brezilya Milli Takımı'nda ise tam aksine, süper oynuyor... Ortada bir gariplik var. "Ben Lincoln değilim" demişti imza günü. Ama gelen gideni aratıyor şimdilik. Daha ilginciyse Manchester City'deki eski takım arkadaşlarının sallamaları. The Guardian'ın haberine göre Stephan Ireland, Elano için "Ekstra efor sarfetmek istemedi. Profesyonelliğe ve takım ruhuna uygun hareket etmek istemedi. Takımdaki Brezilya hizipinin baş tahrikçisiydi" dedi. Sanırım ortada, "az gelişmiş ülkenin fazla gelişmiş bir kurnazı" hikayesi var.
Buna bir de Galatasaray'ın kadro yapısının ve oyun planının, orta sahada çok koşmayan, arada bir sahne alan bir yıldızı taşımaya uygun olmadığı gerçeğini ekleyin. Ortaya çıkan şu; Galatasaray'ın en pahalı ve sükseli transferi, pek de gerekli değildi galiba. Havadan başka bir şey katmadı şu ana kadar. Gerçi işin havası da kaçtı ya, neyse. Lincoln ve Elano'ya verilen/ verilecek paralarla, borç sarmalındaki Galat a s a - ray'a rahat bir soluk aldırılırdı aslında. Üstünel ve Galatasaraylı yöneticilere önerim şu; Brezilyalı dediğin "arap" olur, beyazını görünce uzak durun. Genelde "çakma" oluyorlar da..