Wolfsburg maçının kanayan yaralarını daha saramadan Trabzon yollarına düşen Beşiktaş için Mustafa hocanın aradaki 3 günde bir şeyler düşünmesi gerekiyordu. Bir taraftan son Beşiktaş maçlarına gelip sayfalarca not tutan Hugo Broos'un hamleleri ilk yarıda sanki tutar gibi görünüyor... Öte yandan Beşiktaş hepimizi hayretler içinde bırakan 20 metrelik bir alanda sıkışıp duruyor... Sanki ileri gitmek için ilk yarı fırtınasının dinmesini ve hocanın ikinci yarı planını bekliyordu. İlk yarının istatistik dökümü bir faciaydı. Kaleye atılan şut yok, buna karşı üç tane Hakan'ın devleştiği pozisyon vardı. Broos'un topların Sivok ile Ferrari'nin arasına atıldığı zaman bu oyuncularla bire bir kalınmasına göre daha avantajlı olunabileceği öngörüsü tutmuştu. Ama Trabzon'un şanssızlığı kalede Hakan Arıkan'ın giderek büyümesi oldu.
Hesaplar tuttu İkinci yarı Tabata'nın çıkması ile Yusuf'un girmesi topun rakip sahada daha çok durması anlamına geldi. Bu yarı esasen ilk yarıdan farklı olmadı, ama Mustafa hoca sanki ilk yarı bir şekilde kazasız atlatılırsa nasıl olsa bir pozisyon bulunacağından emindi. İlk yarıda tutan hesap ikinci yarıda da tuttu. Ernst'in golü Trabzon'un daha şuursuzca baskısına sebep olunca topu kontrataklarla rakip sahaya getirip zaman kazanmak ve defansı zaaf halinde yakalamak mümkün oldu. Bobo'nun kaçırdığı ilk pozisyon gelecek ikinci golün habercisiydi. Bu strateji yakışmış mıymış, şahsen benim umurumda değil. Rakiplerin ne kötü oyunlarla ne puanlar aldığını görünce bir kere de strateji ile puan alalım bakalım.