Beşiktaş kulübü'nün yaklaşan seçim kongresi öncesi futbol takımı üzerinde kara bulutlar dolaştıkça bu bulutların yarattığı yağmurdan yönetim de ıslandı. Taraftar kendisinin daha çok muzdarip olduğunu ileri sürerek gemi azıya aldı ve hırsı neredeyse son maçta takımın zar zor alınan üç puanına mal oluyordu. Kulüplerde ne yazık ki maçlar kötü giderken kulis faaliyetleri hızlanır. Halbuki her dem yönetime alternatif oluşturacak, projelerle, programlarla ve bütçelerle ortaya çıkabilecek hazır ekiplere gereksinim olur. Ama muhalefet sistemi -ki ben muhalefet kelimesi yerine alternatif kavramını tercih ederim- gerek sporda gerek siyasette önermek yerine yermek üzerine kurulduğu için tenkit etmekten projelendirmeye vakit ve enerji kalmıyor. Bugün Beşiktaş kulübü içinde aidatını ödemiş, gerek sosyal gerek ekonomik yapıları ile Beşiktaş'a başkanlık ve yöneticilik yapacak toplam 19 kişiden en az beş yönetim oluşabilir. Hepsi de en az diğeri kadar başarılı olur. Hem de hiçbirinin daha en başta bir diğeri olursa ben aday olmam demesine gerek kalmadan, yahut ombudsmanlardan icazet almaya gerek kalmadan.
Vicdan, pusula ve mühür Yönetimler grup liderlerinden, eski başkanlardan, taraftardan medet ummadıkları ölçüde başarılı olurlar. Yönetimlerin kongre üyelerine sundukları güven ve kulüplerine sadakat hissidir, onlara seçim kazandırtan. Kongre üyesi bir ailenin, karı kocanın birbirlerinden farklı oylar attıkları hem de ev huzurunu bozmamak için birbirlerinden bunu sır olarak sakladıkları nice seçim görmüşüzdür. Vicdan, pusula ve mühür bir araya geldiğinde ne basın, ne baskı, ne telkin hiçbiri etkili olamaz. Geçmiş ve gelecek kongre üyesinin gözünde canlanır, doğru olduğuna inandığı kişiye mührü basar.