Uzun bir aradan sonra kızgın taraftarının karşısına ilk kez çıkan Beşiktaş'ın bu zor maçında şeytanın ya kolu ya bacağı velhasıl bir yerleri kırılmalıydı. İlk 5 dakikada kaçan yüzde yüz iki 2 golü görünce herkesin içini "Yoksa bu seferde mi" korkusu kapladı. Buna bir de taraftarın anlamsız protestosu eklenince Beşiktaş sahada iki rakiple mücadele etti. Taraftarın bıkıp usanmadan yönetimle, Rüştü'yle ve daha da acısı Beşiktaş'ı desteklemek isteyen bir avuç takımseverle uğraşması taraftarlığın ötesinde hatta zaman zaman yapılan tezahüratların edep sınırını aşmış olması dolayısıyla insanlıkla da bağdaşmaz. Futbolcuların manevi güçleri galibiyetten, maddi güçleri kondisyon ve ödemeler dengesinden geçer. Alınan bir galibiyetin hele hele atılan golün, transferi tartışılan Tabata'dan gelmiş olması şeklinde kazanılan bu maçın, futbolcuların bütün problemlerini çözmeye muktedir olmadığı kesin. Ama şu da bir gerçek ki bütün kötü ve anlamsız tezahürat bir yana yönetimden bu galibiyetle yeniden movite olması ve yeni kaynaklar arayışına girmesi beklenecektir.
Desteğin tam zamanı Maçın kahramanları; Ferrari Ernst ve Tabata idi. Beşiktaş'ın bu oyuncular etrafında kurgulanan futbolu ile ve biraz da şansın yardımıyla kısa sürede layık olduğu yere tırmanacağına eminim. Hafta içinde yaşanan yumurta rezaletinin kapalı kulisler ardında kimler tarafından organize edildiği dedikodularının bir tarafa bırakılıp tüm Beşiktaşlıların bu çirkin saldırıyı kendi kulüplerine ve kendilerine yapılmış sayıp, el birliğiyle kınamaları ve Beşiktaş tarihinin ayıp dolu sandığına kapatmaları gerekir. Bu saldırıyı kınamayan herkes töhmet altında kalır. Ve bundan cesaretlenen 3-5 işgüzarın ekmeğine yağ sürmüş olur. Taraftarın, yaşanan bu olaylardan bir ders çıkarıp daha fazla zarar vermek bir yana kendi tabirleriyle 'inadına destek' demesinin tam zamanı.