Takımda eksik yok, geçen seneden fazlası var, futbolcuların kondisyonları yerinde, hırs var, mücadele var, iyi niyet var ama şans da yok gol de yok. Bu durum ne kadar böyle sürecek bilemiyoruz. Seyirci sabırlı, destek tam, zira sahada dökülen teri görüyor. İstatistiklere bakarsanız belki de maçın dörtte üçünde top Beşiktaş'tadır, hatta Kayseri ceza sahasının dışında oynanmıştır. Ama belki o sürenin % 10'unda ceza sahası içine girilememiştir. Ceza sahası etrafında hızlı, araya paslarla atılan toplar bir de bu sürat ve telaştan kaybedilince cılız da olsa gelen Kayseri atakları tehlikeli bile oldu ve bunlardan biri de gol oldu.
Yuhalamak doğru değil Yapılan değişiklik hamleleri etkili olmakla birlikte sonucu değiştirmeyince skordan nasibini alan yönetim oldu. Seyirci o anda hırsını çıkaracak bir merci aradı ve yönetimi buldu. "Yiyecek üzüm bulamayınca bağcıyı dövmek" gibi tarif edebileceğimiz bu duygu sadece Beşiktaş seyircisine mahsus olmadığı için fazla üzerlerine gitmek istemiyorum ama futbolcu yuhalamayı da kabul edemiyorum. Yarından itibaren bu takıma Batuhan da giriyor. Bunu yeni bir transfer olarak görebileceğimiz gibi forvet hattında ciddi bir değişiklik anlamına da geliyor, tabii Mustafa hoca kendisini yeterli görürse. Arada gelen Ankaraspor nedeni ile maç boşluğu teknik heyetin ve futbolcuların kaos öncesi birbirlerine sarılacakları önemli bir periyottur. Bu aşamada Ümraniye'de yalnız onlar var, ne yönetim ne seyirci ne de başka bir unsur. Bu günlerden silkinmek ve güçlenerek çıkmaktan başka bir çare kalmadı, bunu futbolcuların artık görmeleri gerekiyor.