Oşarkının imge yüklü sözlerindeki gibi: "Güneş her akşam batıp her gün doğuyorsa / Çiçekler solup solup tekrar açıyorsa / En derin yaralar kapanıyorsa/ En büyük acılar unutuluyorsa/ Neden aynı kalayım söyleyin bana" Rijkaard için repertuar hazırlıyorum. Ola ki kendisinden bir makam istenebilir, okuduğundan çok dinlediğinden fazla... Sezon başından bu yana tesadüf adımlarla geldiği yeri bir gün kopacak fırtınayı bekleyenlerinki bunu önceden görenlerin-önünde yaşadı Hollandalı. Neeskens ve Rijkaard maçlardan sonra karşılıklı durum değerlendirmeleri yapıyorlardır değil mi? Her maçın ardından yanlışlarıyla nasıl karşı karşıya geldiklerini de çözümlemiş olmalılar. Rijkaard'ın "Gerekli dersleri çıkartacağımız bir maç oynadık!" dediği son maçın, bizim Temel fıkralarındaki ölüm sonrası "Bu bağa büyük ders oldu!" benzememesi temennimiz. Bir kez daha, takım kurgusunu iki kulenin -Gökhan ve Servet- 'dominant!' oyununa, orta sahasını 'en eski oyuncusunun' o günkü etkisine terk etmiş bir Galatasaray var karşımızda. Hakan ve Mehmet eğer doğru değerlendirilemiyorsa 'yürüyen bomba' olarak duruyorlar puan kaybedilen maçların bağrında. Arda'nın yürümesini beklerken oluyor bazı şeyler. O artık 'yanlış kurgu'dan bezmiş bir yüz ifadesiyle oynuyor farkında mısınız?
Bin nasihatten iyidir Elano gibi bir oyuncunun 'kaçak' güreşeceğini hayal eder miydiniz? Baros'un bu kadar istikrarsız olabileceğini? Eksikler ve yanlışlarıyla yürüdü bu zamana kadar G.Saray. "Suçlu benim!"demiş Rijkaard. Evet, bizde bir söz vardır: 'Bir musibet bin nasihatten iyidir!' Sonra da Polat'ın sözleri: "Gerekli önlemleri alacağız!" Ders çıkartılmış yenilgiler büyük adımlarla yengiye gider. Birileri taraftarı oldukları takımı sezonun ilk on haftası bitmeden şampiyon ilan etti. Ne yergide ne övgüde şiraze kaçmış bu memlekette. Sevginin ve sevgisizliğin... Ankara'daki tribün çatışmalarında gördük... Bakalım biz yazarken ne kadar ölçülüyüz. Eksikte ve yanlışta... Repertuara şu şarkıyı eklemeyelim de: 'Hep sonradan gelir aklım başıma / hep sonradan sonradan.'