Gece yağmur dindi ama önyargı ve husumet dinmemiş halde. Yağmurlarda, çamurlarda ve de bu yollarda beraber yürüyenler yok stadyumda. -Bilet fiyatlarını zıplattırmış Kasımpaşalılar- Neyse mevzuu derin. Rakip beş maçtır gün yüzü görmemiş, teknik direktör değiştirmiş, kadro yenilemiş ve ligin dibinde Galatasaray yürüye duracak belli ki ama daha maçın başında arızalı orta sahanın içinde Sabri ve Caner aksıyor, Elano ve Arda etkisiz, Avustralyalı dökülüyor. Alt mahallenin Kasımpaşalıları yukarı mahallenin liselilerine kafa tutuyor iyiden iyiye. Sahada iki tür gerilim var; Kasımpaşa'nın ligin son yıllarına 'ikinci kötü giren' takımı imajından 'kurtulma isteği-paniği' Galatasaray'ın da bu panikten bir yara almadan çıkmak için sakin kalma isteği... Bu gerilim daha ilk 5 geçilirken Kewell'ın içeri 'dürttüğü' topu Kasımpaşalı savunma oyuncusunun eliyle çelmesinde ve hakemin 'o komik devam' kararında uç verdi.
Nonda devreye girince Kasımpaşa bir akıllılık yapıyor; orta sahasız oynayan Galatasaray'ı defansta yedi kişiyle karşılarken ileride dört kişiyle saldırıyor. Her yerde topa sert basıyor ve ilk yarım saat bitmeden golü buluyor lacivert-beyazlılar. Ve Kasımpaşa'nın net 4 gol pozisyonu varken Galatasaray Arda'nın sonuçsuz kalan o 'garip gol girişimiyle' bitiriyor, bütün takım olarak yokları oynadığı bir ilk yarıyı. İkinci yarı yine akıyor Kasımpaşa, şaşkın kenarlarından Galatasaray kalesine. Ama fizik farkı vardı, iki cevval esmeri vardı sahada ve aradığı golü buldu Galatasaray, sonra da eliyle 'ileri gelin' çağrısına uydu Keita'nın... 70'lere gelindiğinde 'geç toplanmanın' sıkıntısını yaşayan Kasımpaşa'da üç oyuncu sakatlık sonucu oyun dışı kaldı. Galatasaray'da önce Nonda girdi devreye sonra da Rijkaard'ın yüzündeki gülümseme. Yukarı mahallenin liselileri aşağı mahallenin Kasımpaşalılarını bırakıp gittiler gecenin esmerliğine.