Son iki maçta Alanzinho'nun bitime 5 dakika kala oyuna girmesini anlayamadım. Yan koltukta Barış otururken bu arkadaş tercih ediliyor. Bursa maçı skor zora girmiş "Haydi Barış" diyen akıl, farklı kazanılan Belediye ve Antalya maçlarında Alanzinho'yu tercih ediyor. Neresinden baksan saçmalık. Tek açıklaması var sözleşmeye "Her maç oynar" maddesi koydurmuş olmalı. Geldiği günden beri mutlaka birkaç dakika içeri adım atıyor... "Küser, bırakır gider" diye korkuyor olamazlar, üste para bile versen kârlısın. Yeter ki bundan sonraki ödemeden kurtulsun kulüp. Barış üzerinden devam edelim. Bizim çocuk oturuyor, Hırvat bebe sahada koşturuyor. Futbola yatkınlık, oyunun istediği teknik beceri olarak karşılaştır, Barış ağır basar. Ne şöhretli hocalar, ne yetenekli bebeler, ne büyük hayaller böylece yok oldu gitti bu yüzden. Zamanın birinde, memlekette oynayacak çim saha yokken, Adidas, Nike, Puma ismini kimse bilmezken, kösele ayakkabı, merserize forma, ipli toplarla koştururken, yaldızlı eşofmanlı düdüklü, bilgisayarlı, şanlı, şöhretli hocaları kimse bilmezken, bir efsaneyi üreten Trabzon o donanım meselesini çözemedi. Garip değil mi?
Değerler kayboluyor Geçen akşam saydım Barcelona ilk 11'inde alt yapıdan tam 6 kişi forma giyiyor. Donanıma bakar mısınız? Adamlar tarla gibi futbolcu yetiştiriyor, benim Trabzon'um alt yapının gülünü bir beş dakika bile oynatamıyor. Barış çok iyi çalım atar, işi çalımla çözmeye çalışır. Çünkü alt yapıda çözüyordu, ona her şey serbestti. Barış pas vermez, ortak oynamayı bilmez, çünkü alt yapıda rakiplerinden kuvvetliydi, gerek yoktu. Canı istediğinde istediği yere topu götürüyordu. O bir yıldızdı! Ne Barış'lar yok oldu gitti. İşte böyle tüketiliyor memleketin hayalleri. Sakın kusura bakma hocam, hatırladığım 20 senedir o iş size emanet. Nedir bu donanım meselesi? Artık iyice yoldan çıktınız farkında mısınız. Trabzonspor'dan vazgeçtim, 2. Lig takımı Karadenizspor'da bile yüz etmiyor yetiştirdikleriniz...