İçimi acıttı Milli Takım. Futbol adına hiçbir şey ortaya koymayışı düşündürücü. Hiç yakışmadı Fatih hocama. O ya da futbolcular bir şeyi gözden kaçırdılar. Hiç hesapta olmayan bir performans, hiçbiri kendi gibi değildi. Futbola ait sahip olduğumuz ne varsa bir 90 dakikada yerle bir olması garip... İşte böyle bir şey, olayı hafife almak. Nasıl olsa kazanırız duygusu en kötüsü. Her futbolcu bilmeli "Sen olmazsan olmaz." İş düşen her birey, görevini tam manasıyla yerine getirmeli. Daha ne eklesem, takım tertibi doğru tercih edilmemiş, oyuna müdahale fayda etmemiş, futbolcular kendinde değildi, bir önceki maç çok farklı oynamışlardı... Milli Takım üzerinden Trabzonspor'u anlatıyorum. Arda çok kötüydü, Ceyhun sağ bek oynamazdı... Umut- Gökhan gol orucuna girdi, orta sahada beyin yok, bir usta gerek falan... Bir kere düzen bozuldu mu oyun içinde toparlamak neredeyse imkansızdır. Arsene Wenger, "Adanmış futbolcular" diyor. Her şeyiyle kulübün hizmetine girmiş futbolcular... Onu yakalamak zor bu ülkede.
İşler kötüye gidiyor... Çok alternatifli bir kadron olması gerekiyor. İşi bilen bir yönetim ve adaletli bir teknik adam. İsme resme bakmadan öngörülerini tutturan bir teknik adam. Ödül ve cezayı işletecek bir yönetim Şu ana kadar saydıklarımın hiçbiri profesyonal anlamda Trabzonspor'da yok. Onun için arada bir ekstra sonuç alması planlanmış değildir. "Hadi koçum, hadi aslanım" devri kapandı. Takımın hareketi tarif edilir olmalı. Saha içi saha dışı en iyilere benzemeli. Trilyonlara imza atan futbolcular dağda keçi yeyip hastalanmamalı. Bir yerel gazetenin söylediği gibi, futbolcular mobese kameralarla izlenmek, olmazsa yemeklerine şap atmak zorunda kalınmamalı. En kötü şey belirsizliktir. Dedim ya hareket, rakamlanabilir, tarif edilebilir olmalı. Onun için antrenman yapılır. Ve de bu çalışmalardan mevcutların en iyisi bulunmuş olmalı. Hani nerede fiks 11? İki maçın birbirine benzediğini gören var mı? Dahası ne oynuyor Trabzonspor? Yani işler kötü gidiyor memlekette...