16 milyon marklık Lange hakkında kararı 30 dakikada vermiştim. O paranın futbolcusu değil. En ufak fayda etmeden silindi gitti memleketten. Ona olan ödeme hâlâ devam ediyor. Yıldız derler gelmeden. Ülkelerinde ağıt yakılır, ünlü kulüplerin elinden kapılmışlardır. Yalan üstüne yalan dizilir. Bir iki maça varmadan kayan yıldız olurlar. 6 trilyonluk Tomas Jun'u hatırlar mısınız? Onu da birileri almıştı. Avrupa'nın yeni yıldızı! Ne olduğunu söylemek için fazla beklemedik. Üç güne varmadan kaydı gitti. Şu Alanzinho'yu konuşalım. Neydi o Ankaraspor maçı. Sirk cambazı gibi dalmıştı sahanın içine. Sanırsın uzaydan yeni gelmiş. Camianın futbol bilgisini test etti resmen. İkinci maç bitmeden yazdım köşeye, futbolcu falan değil. Tuhaf değil mi? Bir futbol adamı yarım saat izlemeden söylüyor ne olduğunu. Halbuki bu yıldızlar 5'er 10'ar maç izlenir, hem de birkaç bilen tarafından. Sonra tartışılır, karar verilir. Bu kadar yanılgı olur mu? Nasıl oluyor bu iş?
Gabriç genç takıma... Gabriç'in bir genç takım futbolcusu olduğunu anlamak için daha kaç maç izlemek gerekiyor? Ve de neden oluyor bu iş? Öyle her gördüğüme kötü yazmış değilim. Şota'ya olan hayranlığı her seferinde dökmüşüzdür sayfaya. Campbell'e ödenen her kuruşunun helal olduğunu yazmışızdır. Şu Colman için olumsuz bir kelimeme rastladınız mı? Sakın yanlış anlaşılmasın "Ben biliyorum" falan demeye çalışmıyorum. Kalbinde en ufak temizlik bulunan futbol adamının diyeceği bir şeydir bu. Burada başka bir şey var. İşte o şey temizlenmeden olmaz. Daha ne başkanlar elenir gider. Futbolcu simsarı gibi şehir şehir dolaşacak değil ya Trabzonspor başkanı. O işi görecek birileri olur kulüpte. İşte o insanlar sorumluluk bilinci olmalı. Kulübün trilyonlarını heba edeceksin, bir hesap vermeyeceksin. Yok öyle şey! Ama, Trabzonspor'dan eksik olmaz bu şeyler. Onları geçindirecek ekmek hep hazırdır. Onlarda her daim kulübün içindedir. Zaman içinde tek değişen isim ve resimleridir.