Hugo hoca tarzı kısa sürüyor. Oyun yapısı henüz oturmadı. Eski alışkanlıklar devreye giriyor. Skor etkiliyor takımı. Futbolun temelinde var sonuca bakmadan oynamak. Özellikle hedefi büyük olan takımlar, sabırla sistemi uygular. Görünen o ki her alanda pas istiyor hoca. Şişirme toplar ya da bireysel çılgınca hamleler hocanın kitabında yazmıyor. Futbolun geldiği üst seviyeyi oturtmaya çalışıyor. Ne yaptığını bilmek önemli. Atılan ilk gol işte öyle bir şey. Golden sonra bir bölüm var topun hep yön değiştirdiği, rakibin önlem almadığı taraflara aktarıldığı... O anlar çok hoştu. Geçen yıllar olmayan bir hareket isteği. Hani çok söylenir ya 'Evelemeden, direkt hücum.' Onun dışında bir yapı kurma peşinde hoca. Takdir edersiniz ki zaman kısa, hemen değişim beklenmez. Hareketi akıcı kılan isimler Song, Egemen, Cale, Tjikuzu, Selçuk, Colman ve Ceyhun. Diğerleri zinciri koparıyor. İstatistikler tüm top kayıplarının adı yazılmayanlardan çıktığını söylüyor.
Hocanın tercihi doğru Kulübede oturan şu maç için tribünde kalanlar mevcut. Uymayanların yerine alternatifi var Trabzon'un. Dahası şu an için eksiklik tarif ettiğimiz futbolcuların da olayı anlayacağı ümidi çok canlı. İşin özünde her biri yetenekli futbolcular. Takımı bekleyen bir tehlikeyi de şimdiden söylemeliyim. Skor sıkıntısı yaşanan her maç sonrası söylenecek tek santrfor meselesi. Sakın itibar etmeyin. O iş delinin kuyuya taş atması gibi bir şeydir. O tarz iki santrforun olursa ikili oynarsın. Hiçbir şekilde rakip savunmaya baskı kuramıyor, bireysel hamlelerden pozisyon üretemiyorlar. Fuzuli yere o alanda dikiliyor, başlarında markajcıları rakibin orayı kapatmasını sağlıyorlar. Üzerlerine gelen topların fazlasını kaptırıyorlar. Hocanın tercihi doğrudur. Kale sahasının içine düşürülen topun gol olması için illa 3 ya da 5 kişi olması gerekmiyor. Umut golü kaçırırken yanında bir arkadaşının "Öbür köşe" demesi mi gerekiyor?