Selamlar sayın başkan! Nasılsınız, iyi misiniz? Sağlığınız yerindedir inşallah. Üç ay geçti hâlâ hocamız yok. Almadınız, alamadınız. Vatandaş soruyor, verecek cevabımız kalmadı da. "Laf yalama oldu" yazsan ne yazar noktasına geldik yine. Sakın yanlış anlamayın, size saygım büyüktür. Babamın arkadaşısınız, fakat sanki bir eksiklik var gibi. Önce Trabzonspor'a sonra siz ve arkadaşlarınıza yakışmayan bir durum yaşanıyor. Çok istiyorum sadece futbolun içinde kalmayı, ama olmuyor. Yerli, yabancı gerekçeleriyle her türlü örneği verdik. Yetmedi, uzaylı hoca bile bulduk! Duymayacak, görmeyecek, tanımayacak, bildiğinin delisi bir teknik adam tarif ettik. Yabancı hoca, olsun elbet. Talip oldunuz biliyorum. Gelmediler, karıları, dostları beğenmedi. 3-5 milyon euro ceplerine, 60-70 de transfere. Oh ne ala. Maçka'dan sütlaç verelim, laz böreği ister misiniz? Öyle takımı çalıştırmaya ne olacak. O işi geçelim, memleketin gerçeğinden hareket edelim.
Niçin sahip çıkılmaz? Borç 100'ü aştı, marka yabancıyı getirmek yürek ister. Olacakları söyleyeyim; ligi tanımıyor, yeniyen alışacaklar, anlaşacaklar zamana ihtiyaç var. O ruh kapıda bekliyor, sadece kolu çevireceksiniz. Alın içeri, biraz cesaret lütfen. Beşiktaşlı Samet ve Ziya'ya verdiniz takımı da Hami, Abdullah, Ogün, Kadir, Ali Kemal ya da herhangi bir Trabzonlu'ya neden vermezsiniz? Kendi evlatlarına niçin sahip çıkmaz Trabzonspor. İş kolay aslında. Hazır bir takım var elde. Takviye yapmasan 3. olur. Mevcudu verimli kullansan bir üste çıkar. Transfer edilecek adam da kalmadı ortalıkta... Bu arada kadroya yeni katılan Ferhat Öztorun ve Tjikuzu tamam da o Zafer Yelen'i anlamadım. Hiç oynamamış diyorlar. Evdeki pas tutmuşlardan kurtulmaya çalışırken bir yenisini eklemenin anlamı ne?