Son haber güzel geldi. Dünyanın kabul ettiği bir teknik adamı Trabzon'a getiriyorlar. Burası hoş. Tam da tarif ettiğim gibi. Tanımayacak, bilmeyecek duymayacak, etrafta uçurulanları kaale almayacak bir teknik adam Erikson, marka bir futbol adamı. Üç beş güne takımın röntgenini çekip kimlerle devam edeceğini söyleyecek bir teknik adam. Adına, soyuna, şöhretine bakmadan işe yarayanlarla devam edecek bir zihniyet. Bir bilene muhtaç olmayacak, kurumun etrafında barındırmayacak, daha ne olsun! Samet Aybaba deliği ancak böyle bir hamle ile kapatılırdı. Tüm kusurları sildik sayın başkan. Bundan sonrası ustanın önünü açmak. Gazete köşelerinde Trabzonspor'u yoğuranlardan biriyim. Kendi adıma söz veriyorum. Hocayı bir bilen olarak görecek, her yaptığında olumlu bir şey arayacağım. Üç beş haftaya ıskartaya çıkmaması için kalem oynatacağım. Taraftara söz veriyorum.
Ustanın önünü açmalıyız Biliyorum ki bir teknik adamın tarzının takıma yapışması için en az altı ay geçmesi gerekiyor. Aynı gayreti sizin ve yönetiminizin de göstermesini diliyorum. Kulübün üzerine çullanan kelle avcılarının önünün kesilmesini, anlamsız, amaçsız yorumların yapıyı zedelemesinin önlenmesini bekliyorum. Yazan ve konuşanlardan çabuk etkilenen yapı sağlamlaştırılmalı. En başta siz sayın başkan... İstenmeyen ilk durumda hocayı taraftarın önüne atmayacaksınız. Trabzon'un hatta bu ülkedeki her kulübün ilk sorunu hoca değil. Hocanın verimli çalışmasını engelleyen şeyleri sorun. Öyle olmasaydı Şenol Güneş, Leekens, Sunderman, Brigel ve daha niceleri elenmezdi. Del Bosque, Hiddink, Lucescu, Piontek, Löw, Zico ve Tigana gibi dünya ustaları kapı dışarı edildiler. O virüsün en tehlikelisi bordo-mavili takımın etrafında çöreklenmiş. Hoş 'bir bilen' buldunuz sahip olun koruyun kollayın. Üç beş haftaya sonuç isteyenlerin dolduruşuna gelmeyin.