Ekonomik krizler nedeniyle Galatasaray'da oynadığı 11 yılın belki de 11'inde de parasını rötarlı alan, sıkıntılara göğüs geren Hasan Şaş, maliyetleri 40 milyon euro'yu bulan Elano ve Keita transferlerini sorgulayıp, "Florya'da bizden sonra petrol mü buldular?" diye soruyor, haklı olarak. Adnan Polat, "Bonservis bedellerini 4 yıla yaydık. Maliyeti böldüğümüz için bu transferleri yapabildik" derken, becerikliliğin adresi olarak paranın başındaki Ali Haşhaş'ı işaret ediyor. Açıkçası başkan'ın sözleri durumu tam olarak izah etmiyor. İşin içine "Haşhaş" da girince, "Uyutuluyor muyuz?" diye sorası geliyor insanın. 500 bin dolarlık ön anlaşmayı ödeyemediği için zamanında Özer Hurmacı'yı alamayan, dünyanın en pahalı 10 futbolcusundan biri haline gelen Ribery'yi taksitini ödeyemediği için bedelsiz olarak elinden kaçıran bir kulübün iki sezondur Türkiye'nin en pahalı kadrosunu kuruyor olabilmesi gerçekten "maharet" istiyor...