Hiç tanımadığımız teknik taktik özellikler ve alışkanlıkları itibariyle hiç bilmediğimiz bir rakiple karşılaşacak turuncular -yoksa morlar mı demeliyim?- Gerçi geçmişte Galatasaray'ın aksine Fenerbahçe, Beşiktaş, Gaziantepspor, Kayseri Erciyesspor, Gençlerbirliği, Bursaspor ve Antalyaspor Avrupa kupalarında İsrail ekipleriyle toplam 8 kez eşleşip 13 maç oynadı. Bu karşılaşmalarda bizimkiler 5 galibiyet, 6 beraberlik ve 2 yenilgi tadıp, rakip filelere 15 golle yazılıp toplamda 8 gol yediler. İstatistik böyleyken böyle... Galatasaray'ın bu karşılaşmasına Rus hakemler atanmış. Soğuk ama sertliğin ne olduğunu bilen adamlar. Dilerim öyledirler. Zira Galatasaray'ın karta yakın ve etkilenmesi kolay oyuncuları var. Geçen maçı bol gollü bir galibiyetle geçti Netanya... Biraz daha hırslanmış biraz daha iyi sonuç peşinde olacaklar muhakkak. Sorun Galatasaray'ın etkili oyuncularını nasıl kullanacağı sorunudur.
Araya sızabilirler Kewell gibi bir usta bu turu koparabilir. Kilit oyuncularını defans ve orta sahada tutacak olan Netanya'ya karşı 'açıcı' adamların başında o geliyor. Ve elbette ki kaptanlığın elinde patlamamasını istediğimiz Arda. Adam eksilten ve kenar ataklarını bir baskı unsuru olarak kullanacak olan Arda elbette ki. Eğer Orkun'la başlayacaksa yine çok dikkatli olunması gereken yer orasıdır işte. Çünkü defans araya sızacak hızlı adamların her zaman için tehlikeli olacağı bir 'kopuklukta'. Servet-Gökhan ikilisinden söz ediyorum. Kenarların beklerle çok iyi kapatıldığı ve atak için zorlandığı bir etki yaratılacaksa oyun hep Galatasaray'dan yana olacak. Orta sahada topu efektif kullanıp pas hatası yüzdesini düşük tutabilmek de bu maçın ilk durağı. İkinci maç için avantajlı skor ise tur kapısı olacaktır. İyi top ve son vuruşlarda ustalık... Tam kadro çıkılmış bir karşılaşmadan 'morarmadan' çıkmayı umuyoruz elbette...