Ne zaman olacak diye bekliyordum ama daha ilk idmanlara rast gelmiş olması benim için de şaşırtıcı oldu. Rijkaard'tan söz ediyorum. Galatasaray'ın çiçeği burnunda teknik direktörü, futbolcularının performansından memnun kalmamış ve kayarak yerde topa müdahalenin nasıl olacağına ilişkin örneği bizatihi kendisi vermiş. Kocaman bir fotoğrafı var sayfalarda. Ne azimli ne istekli ne hırslı. Bülent Korkmaz da aynı göreve getirildiğinde içimden geçen şuydu: "Biraz zorlasın çıkıp takımın başında topunu oynasın. Böyle daha yararlı olacak!" Rijkaard için de aynını düşünüyorum. Onun o yatarak topa girmeleri, bıçak gibi müdahaleleri, tatlı sert oyun anlayışı. Ofans tavrı... İnsan öyle futbolcusu olsun istiyor. Tamam, eskiciyim, eskileri seviyorum ama adını andığımız adam sevilmeyecek bir adam değildi ki? Şimdi o göz alıcı kariyerini dökmeyelim ortama yeniden. Neyse mevzu derin. Futbolun en temel kurallarını yeniden tartışıyor oyuncularıyla Hollandalı. Topa nereden, hangi anda nasıl ve hangi şiddette müdahale etmek lazım, rakibe nerede "basmak", nerede durmak, alanı nasıl kontrol etmek lazım gibi.
Temel mevzular En temel mevzularda ne kadar zayıf olduğumuzu biliyoruz. Güçleri ve o büyük iyi niyetleriyle futbol oynayan iki kule var şimdi ekipte; Servet ve Gökhan Zan. İkisinin de hangi koşullarda futbol oynadığını, tekmeye kafa soktuklarını, insanüstü gayretlerini biliyoruz. Ama "dünya takımlarında" bunlardan daha fazlası gerekiyor değil mi? İkisi de topu oyuna sokmada yetersiz ve ilk toplara müdahalelerde riskliler. Yine söyleyeyim; her takımın ikisi gibi baştan ayağa yürek topçulara ihtiyacı var ama daha fazlasına da Galatasaray'ın ihtiyacı var. Futbol oynadığı dönemlerde kendi yerinde oynayan bu iki futbolcuyla "kilit" işler için özel önlemler almaya çalışacak Rijkaard. Elindeki malzemenin en rahat yeri şimdilik ileri ikili. Nonda, Kewell, Baros, Arda. O pozisyon için doyurucu isimler var elinde. Ama asıl problem hâlâ Galatasaray'ı Galatasaray yapan yerde; orta sahada... İlk maçın ardından bunu bir kez daha konuşacağız.