Çamura sokup çıkaracaklar Rijkaard'ı, biliyorum. Nereden mi? Şöyle olacak lig başladıktan birkaç hafta sonra: "Kitap okumakla olmaz, takımı oku, takımııı!" Halbuki adamları buraya getirirken ne biçim davranıyoruz. Bu savaşı bir gösteri ve tüm orada olanların katıldığı bir ritüele dönüşmesini sağlayan bu ince işçiler topluluğuna tapıyoruz, biat ediyoruz. Bizim deliliklerimizin ve en akıl almaz yanlarımızın sahadaki temsilcileri onlar. Tünelin önünde göründüklerinde başlıyoruz onların aldığı trilyonları helal ettirmeye: "Alemin kralı geliyooooor geliyoooor geliyooooor..." Evet krallar orada, prensler, paşalar orada... Aşağıda o çim sahanın ortasında her yanında. Peki soytarılar, dalkavuklar, kavukçular, pişekarlar nerede? Arıyor insan... Arıyor... Yine de birlikteyiz bir şarkının, bir fotoğrafın içinde...
Top peşinde Üstlerinde gıcır gıcır üniformalarıyla bi azamet salınacaklar yine çim sahanın üstünde, meşin yuvarlağın peşinde. 50 bin kişilik statlar, TV başında milyonlarca izleyiciyle futbol, tüm bir tarihi akışmanın içinde yeryüzü kültürünün en büyük katılımını sağlıyor. Aha da Mehmet Topuz kapışması gündemimizde Müsabakanın açıklanmaya açık olması dahası bin bir göz ve fikirle olayı izleyen insanlara yeniden -olayın kendisini ve görülmeyen yanlarını- işin arka tarafını yeniden o insanlara anlatmak isteyen -istemese de buna zorlanan- bir sürü yazar çizere ve taraftar denen kitleye bir acayip mesai yaptırıyor. Bu mesainin karşılığını isteyecekler Rijkaard'dan. Ona şöyle seslenecekler bir gün eminim: "Üstüne hafif bir şeyler al da gel!"