İlk Tobol maçında Kazak uşakların yaptıklarını hepimiz gördük. Sakata gelmeyelim hesabı yaparsa Rijkaard mesele yok. İlk maç yüreğini ağzına getirdi milletin. Başkan Adnan Polat maç için espriler yapıyordu. Sonra buz kesti de maça sonradan giren Çek hayta düzeltti işi. Nasıl gireyim şimdi topa; hallice bir Bank Asya takımı görünümündeki Tobollulara karşı Galatasaray'dan söz ediyoruz. Ama Galatasaray Galatasaray gibi mi acaba?
Yanıt bekleyen sorular Maçtan çok gelecek ilgilendiriyor beni. Nasıl bir takımla yol alacağımız? Ekip karakterinin ne olacağı? Gibi... Nasıl sonuç alınacağından çok takımın iskeleti üzerine endişeleniyorum. 'Endişeye mahal yok!' diyor Arap ben yazıyı yazarken. Ondaki bu rahatlığı anlamıyorum ama 'Ali Sami Yen' diyor gözlerini kısarak. Rijkaard'tan çok onun gözlemlerine güveniyorum neredeyse. Olası kadro yine lig kadrosu gibi değil. İlk maçın kadrosu sahada olacak yine. İlk onbeşte sonuç almak isteyen bir havası vardı ilk maçta takımın. Yine aynını deneyecekler. Ancak yaratıcı 4-3-3 arayışı Rijkaard'ın açmazı olacak yine... Esmer haytaya sormak isteriz; takımın hangi taktiğe daha yatkın? Antrenman maçı görünümündeki 2. tur kapışmasından kendisi ne çıkaracak?
Rijkaard'ın maçı Bu maçlar kesinlikle Turuncuların değil Rijkaard'ın maçları. Kaleci Leo Franco nerede? Kewell; 'Siz turlayın, geliyorum' mu? diyor. Keita ne yapmakta? Ya da yönetim mi söyledi 'turların sonunda görüşürüz' diye? Ve Rijkaard bu maçların ardından şöyle mi yapacak?; 'Haydi beyler başlıyoruz!' Her tarafı riskli bu girişimlerin. Taktik açıdan nasıl konumlanacağı meçhul, esame listesi belirsiz, hedefleri netleşmemiş bir sürecin sonunda 2. tur yapacak Cimbom... Aman diyim..