Aklını ve sabrını 90 dakikaya yayabilen takımın kazanacağı maça iki ekip de bilinçli hazırlamalarına rağmen oyun süresince bir türlü duygularını kontrol edemedikler. Verilen taktikler de uygulanamadı. Sinirlerin, gerginliğe ve sertliğe dönüştüğü, futbolun temposunu kaybettiği maçta ligin zirvesindeki Sivasspor ile Beşiktaş'ı kovalayabilmek ve bu sezondaki başarısızlıklarını affettirebilmek için yapılan üç puanı alma mücadelesi Galatasaray'ı da Fenerbahçe'yi de boşu boşuna telaşa sürükledi. Maç öncesindeki bütün planlar adeta çöpe atıldı. Çünkü herkes kafasına ve gücüne göre takılmaya başladı. Müsabaka öncesi soyunma odasına inen Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım, teknik direktör Aragones'e hâlâ "Bu Ali Sami Yen'deki ilk derbin, burada daha çok derbi göreceksin" diyorsa, anlaşılıyor ki İspanyol hocadan henüz dili yanmamış! Haaa!.. Sevgili başkan, Aragones'i seneye Galatasaray'a vermeyi düşünüyorsa bizim gibi birçok Fenerbahçeli de kendisini alkışlayacaktır.
Avrupa da uçtu gitti Dün akşamki maç 102 yıllık derbi olmanın yanında Yıldırım'ın yeninden aday olmasının ve seçilmesinin önünü açacaktı. Fakat Fenerbahçe'nin pozisyon fakirliği, futbolcuların isteksizliği ve teknik yönetimin beceriksizliği vardı. Hakem Fırat Aydınus'u ilk defa bu kadar kararsız gördüm. Genç hoca, kariyer planlamasında sorun olmasın diyerek son dakikaya kadar kırmızı kart göstermekten korktu. İkinci devre de sanki düdüğünü yutmuştu. Her nefes aldığında çaldı durdu. Galatasaray-Fenerbahçe isimlerinden gelme derbi heyecanı, zaman zaman tribünleri hareketlendirdi. Ancak iki takımın da bu yıl lige havlu attıkları ve Avrupa'ya veda ettikleri kesinleşti. Ayrıca bu vedaya, bu kötü eserin birçok baş aktörü de eklenince, teknik direktörler, bazı yıldız oyuncular bavullarını hazırlamaya başlamalıdırlar. Darbelerin, yabancı maddelerin ve seyircilerin sahayı işgal ettiği 'utanç derbisi' uzatmalarda dört kırmızıyla şükür ki Fırat Aydınus'ça bitirilebildi.