Sezona kötü başlamasına rağmen rakiplerinin de puanlar kaybetmesiyle kendini yine de zirveye yakın hisseden Fenerbahçe, ligin ilk yarısını en az kayıpla bitirebilmek için evinde Antalyaspor'u kesin yenmeliydi. Ocak transferinde, takımda revizyona gidilmenin zorunluk haline geldiğini futbolcular da belli ki anlamışlardı. Sonuçta 2009 yılında pabuç pahalıydı ve forma da çok kıymetli olacaktı. İşte bu ruh haliyle oyuncular takım olma mecburiyetiyle maça asıldılar. Alex'in Güiza'ya yakın oynaması, rakip ceza saha da Uğur ve Emre'yle desteklenince Fener daha çok pozisyon buldu. Antalya'nın sarı-lacivertlileri sorlayamaması nedeniyle Fener defansını daha ileride kurabildi. Josico da ön libero görevini yanlız defans değil ofans olarak da kullanabildi. Gökhan'ın üzerinde baskı görmemesiyle hücuma aktif katılması alkışlanırken Kazım'ın kulvarında egoist davranması Fener'in gol adedini engelleyen nedendi. Güiza attığı golün yanında ona yapılan penaltının verilmemesi ve onun da girdiği pozisyonları filelerle buluşturamaması ilk 45'i 1-0'la neticelendirdi.
Ve maçın kırılma anı Antalya'da Volkan Aslan'ın kırmızı kart görmesiyle takım ilk 45'te 10 kişi kaldı. Ve maçın kırılma noktası da bu oldu. Bu eksiklik Fener'in ikinci yarıda rahat oynamasının işaretiydi. İkinci yarı başlar başlamaz Antalya her şeye rağmen öyle bir pozisyon buldu ki bu gol nasıl kaçtı anlamak mümkün değildi. Son haftaların formsuz oyuncusu Alex, Deivid ile yer değiştirince Fenerbahçe'nin pozisyon zenginliği arttı. 65'te Lugano fırsatçılığını kullanmasıyla Fener ikinci golünü buldu. Rahat ettiği maçı kopardı. Eksik Antalya'nın ofsayt diye sayılmayan golü ise bence yeni bir hakem hatasıydı.