Galatasaray'a yaramış. Üst üste maçlardan dolayı psikolojik baskı altında kalmış, üstüne Lincoln sorunuyla boğuşmak zorunda kalmış sarı kırmızılı takım için Gaziantep deplasmanı son düzlükte taze bir başlangıç için biçilmiş bir kaftandı. Antep en çok tek pas oynayan, İspanya tarzını sahaya yansıtan bir takım ama mücadele gücü itibarıyla ligin en yumuşak takımlarının başında geliyor. Galatasaray ise hem tek pasta en az onun kadar maharetli hem de mücadele dozu yüksek oyunculardan kurulu bir takım. Misafirin ev sahibine ters gelmesinin en büyük sebebi bu. Nitekim ilk yarı boyunca top yapan ve golü bulup rahat oynayan takım Galatasaray'dı. Bu maçın bir diğer önemi de, soluk soluğa bir yarışın orta yerinde takımı teslim alıp kişiliğini yansıtma şansı bulamayan Bülent Korkmaz için damgasını yansıtacağı bir maç olacaktı. Nitekim ilk 11'deki sekiz futbolcusu milli maçlarda oynamış olmasına rağmen son derece diri bir takım sahadaydı. Lincoln sahada yoktu, sorun da yoktu. Lincoln'ün yerine oynayan Ümit hâlâ o beklediğimiz oyuncu olmamasına rağmen iyi niyetle mücadele ederek en azından Brezilyalının arızalı tutumunun aranmasına engel oldu.
1-0'ın üstüne yattı Ancak ikinci yarı yine takımda yorgunluk başladı. Sanılanın aksine fiziksel değil mental yorgunluk bu. Bülent Korkmaz eğer devre arasında skoru koruma emri vermemişse, takımın adeta 1-0'ın üstüne yatması Gaziantepspor'a oynama imkanı tanıdı. Ev sahibi oynadıkça misafir yoruldu. Tabii ki kadro azlığı sert müdahalelere imkan tanımıyor ama yine de bu kadar önemli bir maçta Korkmaz'dan daha aktif olmasını beklerdim. Sonuç itibarıyla Galatasaray takımı yarışta yeniden sahnede. Sıra derbide. Derbi bu sezonun piyango bileti olacak...