Kaledeki Volkan'dan en uçtaki Güiza'ya kadar gergin, moralsiz, isteksiz ve birer sinir küpü Edu'dan Deivid'e, Uğur'dan Kazım'a düşüş içinde aylardır futbolcular. Sezon başından beri aynı anda en az 3- 4 futbolcu sakatlık sorunu yaşıyor. Güiza ıslıklandı, Fenerbahçe tarihinin tartışmasız en başarılı başkanı Aziz Yıldırım istifaya davet ediliyor. Türkiye'nin en değerli ve kapasiteli kadrolarından biri olan bir futbolcu gurubundan iki maç üst üste, hatta 19 haftalık periyotta 3-4 maç alkışlanacak bir performans sergileyen bir 11 çıkmıyor. Futbolcular mutsuz, şikayetçi, taraftarın içi kan ağlıyor. Teknik direktör, futbolcular arasında sevgi, saygı ve güven zedelenmesi uzaktan bile sezilir hale gelmiş. Hiç şüphe yok ki bu görüntüsünün en büyük sorumlusu teknik direktördür. Çünkü her futbolcunun belli bir kapasitesi, yeteneği ve stili vardır. Performans denen olgu ise tamamen psikolojiktir. Dolayısıyla takma dikte edilen sistem, birlikte oynadığı arkadaşlarının mantalitesi ve çapı da dahil, bir dizi faktör belirliyor futbolcuların performansını.
Gerçekleri göremedi İşte, bir teknik direktöre dünyanın parasının verilmesinin nedeni de budur. Yani, futbolcusunu kapasitesine ulaştıracak sistemi, kadrosunu ekip ruhuna kavuşturacak yöntemi bulmak ve bunun için gerekli ortamı hazırlamak. Ama bununla da sınırlı değil yanlışları Aragones'in. Deniz ve Selçuk dururken, Maldonado'yu öne çıkardı, yetinmedi Jocico'yu aldırdı. Alex'le Semih'in, Semih'le de Alex'in daha üretken olduğunu görmedi. Açıkçası adalet ve analiz konusunda yetersiz kaldı. İyi de Fenerbahçeli futbolcular nice önemli teknik direktörle çalışmış, büyük deneyimlere sahiptirler. Aragones'teki yetersizlikleri görmüyor ve etkilenmiyorlar mı sanıyorsunuz! Her fırsatta söylediğim gibi teknik direktörün katkısı en az % 30'dur. Dolayısıyla, Fenerbahçe'nin sezon başından beri Avrupa ve Türkiye'de kapasitesiyle çelişen çok yönlü bir görüntü sergilemesinin ana nedeni Aragones'in vizyonu ve tercihleridir.