İlk on dakikada 16-17 tane top kaybedince Fenerbahçe, saymaktan vazgeçtim. Oysa son 6 haftada tek galibiyeti bulunan bir rakipti İstanbul BŞB. Ancak orta saha hakimiyeti, pres, dönen topları almak, korner ve pozisyon gibi maçı kazanmak adına faktör sayılabilecek ne varsa, tamamında geride olan Fenerbahçe'ydi ilk yarım saatte. İlk 20 dakikada 1-0 yenik olduğu halde, rakip kaleye tek şutu olmadığını söylersem, herhalde daha netleşir gözünüzde ilk yarıdaki fotoğraf. İkinci yarıda, ilk yarıda cepheden esen rüzgar yoktu. Üstelik İstanbul BŞB'den Mahmut biri itirazdan amatörce iki sarı kart gördüğü için bir kişi eksikti artık rakip. Ama Aragones, bir kişi eksik rakibe karşı rüzgar lehine dönmüşken, kalkıp Alex'i oyundan alıyor. Öngörüye bakar mısınız? Tabii ne oluyor, rakibinin direncini kıracak, skor üretecek bir karaktere bürünemediği gibi 2. golü de yiyor Fenerbahçe.
Taraftarlar fıtık oluyor Oynanan futbol ve ortaya konan performans vasatı aşmıyor aylardır. Puan cetvelinin dibine demir atmış Hacettepe, Eskişehirspor'dan 6 gol yiyen İstanbul BŞB, Kayseri, sezonu teknik direktör değiştirmek rekoruyla sürdüren ve küme düşmemeye çalışan Ankaragücü fark etmiyor, hiçbir rakip Fenerbahçe'den korkmuyor. Zaten sarı-lacivertliler de korkutacak kadar oynamıyor. Futbolcular, teknik direktör tercihleri yüzünden başarılı olamadıklarını, olamayacaklarını ince ince dillendiriyor. Aragones genelde futbolcularına fatura çıkarıyor. Aziz Yıldırım, geçen senekinden daha kaliteli bir kadroya sahip olduklarını söylüyor. Taraftar ise sezon başından beri fıtık oluyor oynanan oyundan ve kaybedilen puanlardan ötürü. İyi de ortada bir garabet var. Tanrı aşkına sorumlusu kim, bu iç karartan görüntünün?