Maç önceleri çok sayıda arkadaşla birlikte yediğimiz yemekler en keyif aldığım olaylardan biridir. En az 30 kişinin katıldığı bu yemeklerin ortak noktası Beşiktaş'tır. Maçın başlamasına yakın zamana kadar, genel durum ve bir hafta evvelki maç konu edilir, sonra guruptan biri, "Haydi beyler haydi maç havasına girme zamanı" diyerek grubu uyarırdı. Bu alışkanlık dün akşam da bir otelin kafesinde buluşma nedenimiz oldu. Bizim maç tayfası, geçen haftaki Bursa maçından sonra "Bir puan Beşiktaş için kazançtı" diyenlere takmıştı. "Biz başka maç mı seyrettik!" diyorlardı. Hepimiz, deplasmanda da olsa beraberliğin başarılı sonuç sayılması için, rakibin çok iyi futbol oynaması, çok gol pozisyonu bulması gerektiğine inanıyorduk. Ancak böyle bir takımla berabere kalmak başarı sayılabilirdi. Halbuki geçen hafta Bursa bu tarife uyan bir futbol oynamamıştı. Şampiyonluğa oynayan bir takımın içte, dışta her maçı kazanmak mecburiyetinde olduğu, ancak birkaç kaza maçının su kaldırabileceği fikri de siyah-beyaz dostlarının canı gönülden desteklediği fikirdi. Maç kadrosu ilan edildiğinde maç havasına da girdik. Tüm rakiplerin ikişer puan kaybettiği haftada üç puandan başka bir düşüncemiz yoktu. Olamazdı da... Kadroya itiraz eden olmadı. İlk on dakika, üç puan hedefleyen Beşiktaş'ın işinin zor olacağını gösterdi.
Kadroya itiraz yok Tüm ilk devre boyunca Eskişehir tatlı sert ve mücadeleci bir futbol ile pozisyon vermemeye çalıştı. Beşiktaş'ın çıkarken kaybedeceği toplar ile golü hedefledi. Beşiktaş kötü değildi ama rakip dişli çıkmıştı. Gol arayan Beşiktaş'ın bir vuruşu "İçerden mi çıktı?" sorusunu gündeme getirdi. Bu pozisyonun hemen akabinde Tello'nun kale sahasının arka köşesine gönderdiği topa nefis bir kafa vuran Sivok golü yaptı. Beşiktaş sanki golden sonra daha etkili oynamaya başladı. İkinci devreye Beşiktaş daha önde basarak ve daha tempolu başladı. Bu oyun tarzı Eskişehir'in direncini de kırdı. Gol pozisyonları başladı. Gol de geldi. Arkası da gelirdi ama epey gol kaçtı. Zevkli bir maç izledik. Beşiktaş'ta kötü oynayan yoktu ama benim ilk üçüm Sivok, Ekrem, Rüştü oldu. Ve hedefe ulaşıldı üç puan alındı. Bu, Saracoğlu için de büyük moral oldu.