Dünkü maç öncesi yemeği, yine kalabalıktı. Çoğunluk Hacettepe'yi kolay geçeceğimiz fikrinde idi. Ben ve benim gibi düşünen birkaç kişi ise bu maçın Beşiktaş'ın en zor maçlarından biri olduğu görüşünü taşıyorduk. Bu tezin nedenini izah etmek bana düştü. "Basiretli yöneticilerimiz Hacettepe maçını zor hale getirdi" diyerek lafa başladım. Sonra da devam ettim: "Evet, çok kötü bir oyundan sonra yenildik ve UEFA'ya veda ettik. Hiç kimsenin 'benim kabahatim yok' deme hakkı yoktu. Teknik kadro da futbolcular da bu yenilginin sorumlularıydı. Yurda dönülür. Durum gözden geçirilir, nasıl bir tedbir gerektiği düşünülür, sonra da ne yapılacaksa yapılırdı. Ama bizim çok basiretli yöneticilerimiz tüm kabahati Ertuğrul Sağlam'ın üstüne yıkmaya çalıştılar. Ne çalışması, yıktılar. Çünkü bu durum onlar için bir fırsattı. Ta en baştan Sağlam'a karşıydılar. Sağlam sütten çıkmış ak kaşık mıydı? Hatasız mıydı? Hayır ama tenkit etmenin de zamanı değildi. Bir hafta evvel de Belediye maçı için "Görülecek hesap var" diyenler hem oyuncuları germiş, hem rakibe gaz vermişlerdi."
Taraftarın büyük gücü Kürsüyü kapmıştım ya devam ettim. "Bugün (dün) sahaya kim çıkarsa çıksın bacakları titreyecek. Ya kazanamaz isek, endişesi içinde olacaklar. İlk yarım saatte iki üç gol atamazlar ise rakibe cesaret gelecek. Bizim futbolcular telaşlanacak. Antrenör konusunda kulüpten resmi açıklama gelmediği müddetçe de oynayacağımız her maça bu ruh haliyle çıkılacak. Yani saldım çayıra Mevlam kayıra durumu geçerli olacak. Haa , Beşiktaş kazanamaz mı? Niye kazanmasın. Bal gibi kazanır. Arkalarından onlardan vazgeçmeyen gerçek taraftarlar var. Mücadeleden vazgeçmesinler. Zoru başarsınlar." Maç kadroları ilan edildiğinde Batuhan ve Aydın'ın ilk on birde olduğunu gördük. "Yanlış" diyen de oldu, "Doğru" diyen de.. 7. dakikada Batuhan'ın golü gelince çoğumuz rahatlar gibi olduk. Ama 1-0 benim için kötü değil, tehlikeli skordu. Nitekim gerisi gelmedi. Basit bir hata yüzünden gol de yedik. Devre bitti. Konuşmak zorunda hissettim kendimi.. "Ne olursa olsun kazanacağız." dedim. İkinci devre boyunca da galibiyet için dua ettim. Dualarım mı kabul gördü yoksa futbolcular mı moral kazandı. Maçı kazandık. Kararı siz verin. Beşiktaş'ta ne mi olması lazım? Yönetimde rotasyona ne dersiniz? Kim mi yapacak? Tabii ki başkan!